33.ncü Oda:
Babanýn biricik kýzýydýn Tanya
Bir dediðini iki etmez
Annen de hiç kýyamazdý sana,
Ne tatlý günlerden
Aylardan yýllardan geçti zaman
Müptelâm olmuþtunuz
Fýrsat buldukça üçünüz bir
Kaçar gelirdiniz Almanya’dan…
Yalnýzca ülkemin güzellikleri deðil
Bir sevgi köprüsü vardý aramýzda
Ýki kýtayý baðlarcasýna
Gönüllerimizi de baðlayan…
Her geliþinizde gözleriniz ýþýl ýþýl
Güneþ gibi parlardý sevinçten
Ve her gidiþinizde öyle sýcak
Sarýlýr boynuma annen
Sessiz sessiz aðlardý içten…
Kaç ilkbahar, kaç yaz
Zaman durdu resimlerde
Mevsimlerce çiçeklendi gönüller
Gâhi güldük oynadýk
Gâh üzüldük aðladýk
Hüznümüzden ýslandý güller…
Öyle deðil mi Tanya
Ne günlerdi o günler
Görüþemiyoruz artýk
Fakat konuþuyor hatýran ya
Yetiyor inan!…
…
Bir yaz gecesi terasýndaydýk göðün
Sen de beni an;
Haydi soyun Tanya
Bir yanýp bir sönsün
Dönüp dönüp sevsin sende beni
Tenimizde titrek yýldýzlar…
Yýllar geçse de gönülde
Unutulmuyor güzellikler
Adýyla yaþýyor sevginin tadý,
Ýnatlaþsa da dilde kötülükler
Unutuluyor zamanla
Kötülerin adýyla inadý,
Yaþayan sevgiyle iyiler, iyilikler
Güzeller, güzellikler hep Tanya!
Þaban AKTAÞ
22.02.2010