ZÂHİD
Zâhid
Þafak,
henüz yýrtmýþtý gecenin perdesini
ve yavaþ yavaþ kýzýla boyanýyordu gökyüzü.
irili ufaklý gölgeler düþüyordu
ucu bucaðý görünmeyen sokaklara…
Kaldýrýmlarýn o keskin soðuðuna,
Yalnýzlýk hançer gibi vuruyordu sillesini.
Karanlýðýn gölgesinde yine bir sabah vaktiydi
Bizim sokaklarda.
Soluk renkli rüzgarlar eserdi sokak aralarýndan,
Kiminin ahý duyulurdu feryat, figan,
Kiminin gözyaþý dokunurdu topraða.
Kimininse hayata tutunuþu izlenirdi çakýr gözlerinden.
Ýlmek ilmek hasret döþenmiþti kaldýrýmlara;
Gülme hasreti,
Yaþama hasreti,
Ana hasreti…
Belki de en çok Zahid hasretti anasýna;
Gecelere ýsmarlamýþtý hüznünü,
Gönlü vuslat diye atýyor;
Küçük ayaklarý meydan okuyordu uzun yollara.
Gerçi yüzünü bile unutmuþtu annesinin ama
Yere her düþüþünde ‘Anam’ diye haykýrýþý,
Onu arayýþý,
Bulamayýþý,
Aðlayýþý,
Aðlayýþý…
Mert bir çocuktu Zahid,
Nitekim büyüktü çilesi bedeninden,
Göz çukurlarý kadar derin deðildi hiçbir mana
Belki de taþýdýðý yük için fazla dardý omuzlarý.
Ama yine de seviyordu kaldýrýmlarý Zahid;
Hepsine pembe hayaller dizmiþti soðuk gecelerde,
Islak betonlara yaslamýþtý kafasýný hýçkýra hýçkýra aðlarken,
Yol kenarlarýnda mazgallardan süzülen Zahid’in rüyalarýydý göremediði.
Saçlarý altýn sarýsý, gözleri toprak rengiydi,
Betona nispet yaparcasýna vururdu çýplak ayaklarýný yere,
Gözlerinden sitem fýþkýrýrdý, kimse göremezdi.
Ölümden korkmazdý karanlýktan korktuðu kadar.
Hele akþam olunca,
Sabah edemezdi geceyi.
Göz torbalarý gebeydi hüzüne, yalnýzlýða,
Bir aðaca yaslanýp
Titrek dizlerini çekiverdi miydi göðsüne;
Bir aðlama tutardý Zahid’i derinden,
Denizden çalma vurgunlar düþüverirdi zihnine,
Gözyaþlarý topraða karýlýrdý
Gözlerinin nemini silecek
Bir mendili bile yoktu Zahid’in.
Hiçbir okula kaydý yoktu ama
Hep sýnýfta kalmýþtý Zahid.
Parlak gözlerini alýp koynuna,
Gecelere uyumuþtu bir baþýna.
Kaybetmek neymiþ hiç bilmedi,
Kazanmayý öðrenmediði için…
Bir de kalbi vardý Zahid’in
Kimsenin göremediði,
Kimsenin bilmediði,
Ýlgilenmediði,
Sereserpe ama
Bir o kadar da yorgun, halsiz,
dilsiz bir kalp…
Rüzgarlara çaldýrmýþtý ýslýðýný,
Çocukluðunu býrakmýþtý diðer çocuklara;
Gülüþünü, koþuþunu, nazýný…
Hiç gülmemiþti Zahid,
Hiç doymamýþtý,
Hiç alamamýþtý uykusunu gecelerden,
Gökyüzüne hiç umutla bakmamýþtý.
Ne bir yarin eli deðmiþti eline,
Ne bir ahu gözlü titretmiþti kalbini.
Hiç sevinçten yaþarmamýþtý gözleri
ve hiç sarý olmamýþtý sarý saçlarý.
En son yol üstünde yatarken görmüþler onu,
Üstünde birkaç gazete parçasý,
Birkaç yok olmuþ düþ…
Yine ‘Anam’ diye haykýrmýþ düþerken,
Ha bir de,
‘yüzünde bir tebessüm vardý.’ diyorlar;
Ýlk ve son tebessümüymüþ!..
MÜNZEVÝ(Emre GÜLBÜZ)
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.