…………………………………………………………………………………………………………………………………………… Ola ki Biz
Ola ki biz bu sevdaya tutulduk Ah edip sevdayla çürüyelim mi Herkes þahinini almýþ koluna Biz de yarimize yürüyelim mi
Aþýklar zikreder doðru yolunu Neylemeli aðam dünya malýný Ak alnýn üstüne zülfün telini Tarak vurup zülfün tarayalým mý
Kesildi imdadým yoktur dermaným Bu dünyada çoktur ah u efganým Cesette kalmadý süzüldü kaným Bir gonca gül gibi kuruyalým mý
Nazlý dilber sen kendini översin Yaðmur olur semalarda yaðarsýn Allahýn emriyle beni seversin Sevmesen sevdadan farýyalým mý
Ýkrari’yim erimiþim tuz gibi Ela gözler sürmelenmiþ saz gibi Aðustos ayýnda karla buz gibi Seni her gördükçe eriyelim mi ……………………………….. Aþýk Ýkrari-1- ……………………………. 1844-1904. Yusufeli’nin Okar (þimdiki adý Havuzlu) köyünde doðdu. Asýl adý Mehmet’tir. Küçük yaþlarda þiire ilgi duymaya baþladý.
Geçimini topladýðý meyveleri Erzurum ve çevresinde satarak yaþamýný sürdürmeye çalýþan Ýkrari, ayný zamanda gittiði yerlerde çeþitli konularda destan, koþma ya da taþlamalar söyleyerek tanýndý.
Döneminin aþýklarýndan birçoðuyla karþýlaþan Ýkrari, özellikle Aþýk Sümmani’yle karþýlaþýp tanýþmak istemesine karþýn bunu gerçekleþtiremedi. Torunu Aþýk Pervani’nin aktardýðý bir anlatýya göre, Ýkrari, Sümmani’yle karþýlaþmak için Narman’a gitmek üzere yola çýktýðýnda, Sümmani de ayný düþünceyle Ýkrari’nin yanýna gitmek üzere Narman’dan ayrýldý. Yolda birbirleriyle karþýlaþýp selamlaþan aþýklarýn her birinin içinden, karþýlaþtýðý kiþinin görüþmek istediði kiþi olduðu düþüncesi geçti. Gerçekten de biri Narman’a öteki ise Yusufeli’ne vardýðýnda içinden geçenlerin doðru olduðunu anladýlar.