O akþam;
Yüzü buhar tutmuþ bir ayna gibi
Biraz puslu duruyorken sisler içinde Haliç
Eski saraylarýn yosun tutan camlarýna
Akþamýn hüzünlü güneþ ýþýltýlarý yeni düþmüþtü.
Boðaz da sular kurþunî
Renkler kýrmýzýya çalarken
Dedin ki;
“ Aha o beni asacaðýn köprü “
Çýnladý gülüþlerimizden Çamlýca
Çay bir tatlý
Simitler öyle bir lezzetliydi ki
Tadý damaðýmýzda kaldý zamanýn…
O akþam;
Anladý ki Çamlýca
Rüzgarlarýyla asi bilinen Karadeniz’de
Bileði bükülmez yürekli delikanlýlar
Yol yordam bilen eþkýyalar yetiþirdi
Oysa bilmezdi Çamlýca
Yüreklerinde sevgi
Öfkelerinde þiir soluyanlarý
Býçak kesmez
Kurþun vurmazdý…
O akþam
Nasýl mutluydu Çamlýca tepesi
Seni asacaðým boðaz köprüsünden
Gemiler geçiyordu pupa yelken
Martýlar gülümsüyordu içten
Biz þiir konuþuyorduk
Þiir dinliyordu Çamlýca.
Memleketimiz kadar güzeldi batan güneþ
Erguvan kokulu bir Ýstanbul akþamýnda
Her zaman eþkýyalar aðýrlamýþ Çamlýca
Ýki Þairin yüreðinde uykuya dalmýþtý…
Adam gibi adamlarýn nesli tükendiði günümüzde
Memleket bakan gözlerimizde
Rüzgârlar býrakmýþ hýrçýnlýðýný
Bize bakýyordu
Dostluklarý býçak kesmez
Kurþun vurmazdý
Nasýl utandý boðaz köprüsü
Nasýl mahcup olmuþtu Çamlýca…
Öfkesi kadar sevgisi de yüreðinde olan adam
Geçen sefer olmamýþtý
Bu kez geldiðimde
Taþ baðla ayaklarýma da at beni
Saray burnundan denize…
Sular boðmaz
Býçak kesmez kurþun öldürmez
Gelir buluþuruz Çamlýca tepesinde
Bu sefer sözümüz var nev-i zade’ye
Muhabbetin beli orda kýrýlacak…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.