Mâþuk;
Korkudan aklýna yitirmekte
Öyle basit hatalar yapýyor
‘korkmana gerek yok ki’ dedim
Özlem zaten meydana çýkmýyor
Düþlerde
Kendi kendine yerin dibine batýyor sanki
Böyle giderse
hicran elini kolunu sallayarak girecek aþkevine
özlem ve düþler birbirlerine bakarak gülüþtüler
Ýstanbul”un göbeðinde bir feryat koptu
Aþýðýn öfkeli bir sesiydi
Mâþuk’un dizlerinin baðý çözüldü o an âdeta
Hicranýn zulümleri aklýna geldi
Yüreðini daðlayan özlem yanýðý düþlerde
peþinden seðirtti
yüzü
allak bullak
olan aþýk
hicranýn kollarýnda sýmsýký kavrayýp
havalandýrmakta
beyaz teni ala yazmýþ aþýk ise
boðazýný yýrtancasýna baðýrýyor,
öfkesini dehþetinden
Marmara’nýn kabaran dalgalarý hiddetlenmekte
Kanlý gözleri dýþarý fýrlamýþ
Ellerini iki yanýnda balyoz misali
yumruklarla dönüþmüþ sanki
Mâþuk;
o namlý soðukkanlýðýný o anda yitirmiþ gibi oldu
Bir an tereddüt geçiren Çatalça
Sürükleyerek hicraný Ýstanbul’dan defetmekte
Derhal kaynaþmaya baþlayan
düþ ve özlemin sesi yankýlanýyor
Hicran çaresiz sustu
Hatýr gönül dinlemez
Öfkeye teslim oldu
Ancak biliyordu
Vuslata gebe düþlerle tükeneceðini
Mâþuk’un parça parça yüreði elinde
Gözyaþlarýna boðuldu biranda.
Özlem,
Ýstanbul’a bir gece ansýzýn yýkan
bir deprem gürültüsüyle indi.
Geçilmez sanýlan mamur kaldýrýmlarda
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.