Ümmü Sinan gel vasfeyle Gül ile bülbül derdini Yine bu garip bülbülün Ah-ý figaný güldür gül
ÜMMÜ SÝNAN
Ümmi Sinan veya gerçek adýyla Yusuf (Ýbrahim) Antalyanýn Elmalý ilçesinde doðdu. Doðum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Hayatý ile ilgili yapýlan araþtýrmalardan bazýlarýna göre 1563-1567 yýllarý arasýnda doðduðu tahmin edilmektedir. Doðum tarihi farklýlýk arz ettiði gibi gerçek isminin de farklý olduðu ileri sürülmektedir.
Bazý kaynaklarda gerçek adýnýn Ýbrahim olduðu belirtilmektedir. Ýbrahim Ümmi Sinan olarak kabul edilen eserlerde ise, yaklaþýk bir asýr önce yaþadýðý ve ölüm tarihinin de 1568 olduðu ileri sürülmektedir. Dolayýsýyla zaman itibariyle arada çok önemli bir fark vardýr. Ancak, gerçek adýnýn Yusuf veya Ýbrahim olmasý ve yaþadýðý iddia edilen dönemler arasýnda bir asýr gibi uzun bir zaman bulunmasýna karþýlýk, kendisine atfedilen þiirler, farklý iki kiþi olma ihtimalini akla getirmemektedir. Tasavvufla ilgili yazýlan eserlerde ve bazý mahalli araþtýrmalarda Yusuf adýnýn daha çok kabul gördüðü anlaþýlmaktadýr.
Yusufun (Ýbrahim) doðum tarihi kesin olarak bilinmediði gibi, görmüþ olduðu eðitimi hakkýnda da fazla bilgi yoktur. Ancak, özellikle onun yetiþtiði dönemde Elmalýnýn önemli bir mevkide bulunmasý, burada mevcut olan medrese ve kütüphaneler göz önüne alýndýðýnda bir ilim irfan merkezi olduðu anlaþýlmaktadýr. Buradan hareketle iyi bir eðitim gördüðü tahmin edilebilir. Ayrýca, aralarýnda Niyazi-i Mýsrî gibi ünlü talebelerinin olmasý ve bunlarýn eserlerinde hocalarýndan övgüyle söz etmeleri de kendisi hakkýnda daha fazla bilgi sahibi olma imkâný vermektedir.
Anne ve babasý hakkýnda da yeterli bilgiler elde yoktur. Sadece Süleyman ve Selami Halil adlarýnda iki oðlunun mevcudiyeti bilinmektedir. Medrese eðitimini gördükten sonraki dönemde Halvetî büyüklerinden olan Þeyh Eroðlu Nuriye baðlandý. Medresede ilimle meþgul olurken buradan ayrýlýp tasavvufa yönelmesinde gördüðü bir rüyanýn etkisi olduðu belirtilmektedir. Bu þahsýn vefatýndan sonra da yerine geçerek insanlarý irþat etmeye baþladý.
Þöhreti saray çevresine kadar yayýlan Ümmi Sinan, gündüzleri kendi ismiyle anýlan medresede ders verdi. Geceleri ise zamanýný tasavvufa ayýrarak vaaz ve nasihatlerde bulundu. Ýnsanlarý irþat etmekle meþgul olurken çok sayýda þiir kaleme aldý. Þiirlerinden oluþan iki eser vücuda getirdi. Tahminen doksan yýl gibi uzun bir ömür yaþadýktan sonra bazý kaynaklara göre Elmalý ve bazýlarýna göre de Ýstanbulda vefat etti (1657).
Yunus Emre ve Mevlânânýn takipçisi olarak kabul gören Ümmi Sinan, þiirlerini daha çok aruz vezniyle yazdý. Ayrýca hece vezni ile de yazdýðý þiirleri vardýr. Þiirlerinde kendi anlayýþ ve düþüncelerini, tarikat anlayýþýný dile getirdi. Ýnsan, varlýk, ilâhî aþk gibi temalar üzerinde durdu. Yazýlarýnda sade bir Türkçe kullandý.
Çok yönlü bir insan olan Ümmi Sinan, yazýlarýnda gerçek adýný kullanmayýp mahlas olarak Ümmi Sinaný kullandý. Alim, müderris, þair, mutasavvýf ve ahlâk adamý olarak tanýnýp þöhret buldu. Bu özelliklerinden ötürü zamanýnda çok sevilip sayýldý. Yunus Emrenin bir takipçisi olarak; ilâhilerinde Ýslam tasavvufu, aþk, yaratýlýþ, varlýk ve bilgi gibi konularý iþlerken sade ama, önemli mânâlar ihtiva eden ifadeler kullandý.
Ümmi Sinan ilâhilerinde kullandýðý dil itibariyle tam bir Yunus takipçisi olarak ortaya çýktý. Ýlâhilerinde iþlediði tema ve kullandýðý dil, tanýnýp þöhret olmasýnda önemli bir etken oldu. Birçok þiiri bestelenip dilden dile dolaþmaya baþladý. kendisinden sonra gelen birçok þair ve mutasavvýfý etkiledi. Yaþadýðý toplum ile bütünleþerek üstüne düþen görevleri yapmaya ve gerekli yerde insanlara telkinde bulunmaya çalýþtý.
Risale-i Nur ve Son Þahitlerde ismi zikredilen Ümmi Sinanýn birkaç beytine de yer verilmektedir. Bir sohbet esnasýnda Üstadýn talebelerinden Sabri, Süleyman, Bekir ve Tevfik, kendi meslekleri ve Sözlerle ilgili niyette bulunduktan sonra, Ümmi Sinanýn Divanýný rastgele açtýklarýnda karþýlarýna; hak söz, nur söz, ifadelerinin çýkmasý hayret etmelerine sebep oldu. Bu ifadelerle karþýlaþtýktan sonra eserin tamamýný incelediklerinde, söz konusu ifadelerin sadece bu iki kýtada geçtiðini tesbit ettiler. Böylece hem kendilerinin þevki arttý, hem de Sözlerin hakkaniyetine ve nuraniyetine yordular.
Risale-i Nurun basýldýðý Sinan Matbaasý ve Hür Adam Gazetesinin sahibi Sinan Omurun Bediüzzaman ile ilgili hatýralarýnda da Ümmi Sinanýn ismi zikredilmektedir. Bediüzzaman ve talebelerinin çok sýkýntýlar çektiði, Nur Risalelerinin basým ve yayýmý konusunda her türlü engellemelerin yapýldýðý bir zamanda Sinan Omur, kendi matbaasýnda Risale-i Nurun basýlmasýný saðladý. Omur, Bediüzzaman Hazretlerinin;Benim üç Sinaným var: Mimar Sinan, Ümmi Sinan ve Omur Sinan þeklindeki iltifatlarýný aktarmaktadýr. (Son Þahitler, 1. C. s. 94)
Ümmi Sinanýn Kutbül-Meani ve Divan-ý Ýlahiyyat adýný taþýyan iki eseri vardýr. Birincisinde daha çok tasavvuf ve yükseliþe dair ifadeler yer almaktadýr. Ýkincisi ise kaleme almýþ olduðu ilâhilerini ihtiva etmektedir. Türk-Ýslâm dünyasýnda önemli bir þöhrete ulaþmasýnda bu eserin etkisi büyük olmuþtur. Bu eserinde iki yüze yakýn ilâhi yer almaktadýr. …………………………………………………………………………………………………………………………………… )(-)(-)(-BUÐULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-39-)(-)(
Gül içinde bahçe gördüm Gül kaplamýþ gülüzarý Gülden baþa çelenk ördüm Gül içinde buldum yari
Ol Nebi’mde gülü koklar Gül kokuyor tüm sokaklar O güller ne sýrlar saklar Gülden gelir aþkýn narý
Kan kýrmýzý gülün al’ý Kýzýl,pembe gülle dolu Gülle baþlar aþkýn yolu Güldendir maþuk bizarý
Yaban gülü albas gülü Sarmaþýkla kafkas gülü Beyaz olan gör has gülü Güldür þu ömrümün varý
Bülbül sevdalanmýþ güle Gülden çeker imiþ çile Aþýk güle bile bile Gül sevdasý onun hâr’ý
Dikeni olsa da gülün Dalýnda bülbülü gülün Asaleti Hâkk’tan gülün Sevilmektir gülün kâr’ý
Gül anlattýk güle güle Hayrandýr aþýklar güle Sevdalar yakýþýr güle Lüzumsuzum sil efkar’ý Sadýk Daðdeviren Aþýk Lüzumsuz Sosyal Medyada Paylaşın:
ASIKLUZUMSUZ Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.