þehrin sokaðýnýn sol tarafýndaki kübik evler sað tarafýndaki prizma evlerle selamlaþmýyordu o yüzden cýrcýr böcekli yaz akþamlarýnda hava soðuk ve sertti
karton banklarda oturan çýrpý dalý adamlar kara kara denizlerde, mukavvadan gemilerini batýrmýþ kadar düþünceli kiraz sapýndan ince belli kadýnlarsa dertliydi kocaman fötr þapkasý olan modacýlar hep siyah elbiselerden dem vuruyorlardý
bu karmaþada büyüyen çipil gözlü, çilli çocuklarsa þaþkýndý kurumuþ sarmaþýk dallarýndan teneke salýncaklar yumuk yumuk ellerini üþütüyordu saklambaç oynamak ise imkansýz hatta boþunaydý herkes mýzýkçý, ebe olmak isteyen yoktu
aylar yýllar geçiyor siyah geceleri, mor günler kovalýyordu þehirse hep ayný, ne aðlýyor ne gülüyor umutsuzca aþký dostluðu yaþatan gizemli düþlerini, dipsiz bir kara deliðe boþaltýyordu…
hayat akýp giderken / zaman kulaktan kulaða hep þehir efsanelerini fýsýldayacak / ta ki insanlýk yok oluncaya kadar…
ayþe uçar 21/11 /2010
Sosyal Medyada Paylaşın:
flycan57 Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.