MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-(-15-)(-)(-)(
ASIKLUZUMSUZ

)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-(-15-)(-)(-)(


……………………………………………………………………………………………………………………………………………..
EÞEÐÝ SALDIM ÇAYIRA
Eþeði Saldým Çayýra
Otlaya Karnýn Doyura
Gördüðü Düþü Hayýra
Yoranýn Da Avradýný

Münkir Münafýkýn Soyu
Yýktý Harap Etti Köyü
Mezarýna Bir Tas Suyu
Dökenin De Avradýný

Derince Kazýn Kuyusun
Ýnim Ýnim Ýnilesin
Kefen Dikmeye Ýðnesin
Verenin De Avradýný

Daðdan Tahta Ýndirenin
Iskatýna Oturanýn
Hizmetini Bitirenin
Ýmamýn Da Avradýný

Müfsidin Bir De Gammazýn
Mali Vardýr Da Yemezin
Ýkisin Meyyit Namazýn
Kýlanýn Da Avradýný

Kazak Abdal Nutk Eyledi
Cümle Halký Dahleyledi
Sorarlarsa Kim Söyledi
Soranýn Da Avradýný
………………………….
KAZAK ABDAL
…………………………
Romanya Türklerindendir. Onyedinci yüzyýlda yaþadýðý sanýlan bir ozandýr. Þiirlerinin bir kýsmý hiciv örnekleriyle doludur. Dili yalýn ve sadedir. Rahat okunur. Þiirleri güncelliðini halen korumaktadýr.

Kazak Abdal’ýn, Bektaþi gelenekleri içinde, yaþam öyküsü ilgi çekicidir. Bu öykü Turgut Koca’nýn Bektaþi Þairleri ve Nefesleri kitabýnda þöyle anlatýlmaktadýr:’Rus Çarý’nýn kýzý bir çocuk doðurur. Fakat bu çocuk, annesinden süt emmez. Bu duruma ne hekimler, ne de papazlar çare bulamazlar. Sonunda Deliorman dergahýndan, Rusya’dan Tuz parasý almak üzere gelen Demir Baba’ya: ’Sen keramet ehli bir azizsin. Bu çocuðu tutulduðu hastalýktan kurtar.’ diye yalvarýrlar. Demir Baba da: ’Bu çocuðun süt emmesini saðlar isem, tekkeme nezreder misiniz?’ der. Kabul ederler. Demir Baba çocuða: ’Em!’ der. Çocuk, anasýnýn memesini emer. Delikanlýlýk çaðýna erince, Demir Baba dergahýna gönderirler. Böylece Demir Baba, çocuðu evlat edinir. Adýný Ahmed kor. Bu çocuk daha sonralarý Balým Sultan’a giderek, el alýr ve adý da ’Kazak Abdal’ olur’. söylence böyle bitiyor.

Kazak Abdal’ýn ucu tenteneli ve taþlanmýþ bir mendilinin, Demir Baba dergahýnda bulunduðunu, Deliorman’dan gelen göçmenler söylemektedirler. Kazak Abdal, Denizli’deki dergahýnda yatmaktadýr.

Elimizde bir kaç þiiri olan Kazak Abdal’ýn, kim olduðu, ne zaman yaþadýðý kesin olarak bilinmiyor. Sadettin Nüzhet, XVII. yüzyýl yaþamýþ Bektaþi þairlerinden olduðunu, þiirlerine rastlanan yazma dergilerin bu yüzyýl sonlarýnda yazýlmýþ olmasýna baðlýyor. Balým Sultan’a (ölm. 1516) övgü olan þiir onunsa daha önce yaþadýðý da ileri sürülebilir. Gerçi Bektaþiliðin ikinci piri sayýlan Balým Sultan’ýn ayný tarikatýn derviþlerinden birince övülmesi doðaldýr. Ama bütün özellikleriyle canlý bir biçimde anlatýlýþý, hele yürüyüþünü yansýtan þu dörtlük,

"Arslan gibi apýl apýl yürüyen Kendi özün hak sýrrýna bürüyen Kepeneðin yaný sýra yürüyen Mürsel baba oðlu Sultan Balým’dýr." bir gözlem sonucu olsa gerektir. Yine de, ünlü pirin söylencelerde ayrýntýlarýyla anlatýlan kiþiliðinin þairin hayaline yön verdiði düþünülebilir. Kazak Abdal’ýn Romanya Türklerin-den olduðu söylenmektedir. Hayali bir resmi de yapýlmýþtýr. Bir þiirinden ise asýl adýnýn Ahmet olduðu anlaþýlýyor. Kendine özgü ve gerçekçi bir bakýþý vardýr. Ali sevgisi Ali’de Tanrý’nýn dile geldiði, görünüþ alanýna çýktýðý, onun insan biçiminde tanrý olduðu inançla anýlýr, anlatýlýr.

Kazak Abdal’ýn toplumsal kurumlarý, yerleþik inançlarý, gelenekleri yeren iki þiiri gü-nümüzde de deðerini korumaktadýr. Belli bir toplumsal düzenin oluþturduðu insanýn alabildiðine yerildiði bu þiirler, yerginin ötesinde mizahi öðeler de taþýr. Azmi’yi ve Kaygusuz Abdal’ý anýmsatýr. Ali de Tanrý’nýn dile geldiðini görünüþ alanýna çýktýðýný söyler. Tanrý’yý insanlaþtýrýr.

Yerici -alaycý tutumu, güldürücü diliyle yobazlara, sofulara kulaktan dolma tutarsýz bilgilerle bilgin görünmeye çalýþan cahillere ses kalabalýðý ile baþkalarýný susturmaya çalýþanlara þiirlerinde sataþýr, onlarýn olumsuz yanlarýný sergiler. Aslýnda þiirleri açýktýr, yoruma gerek duymaz. Yerginin içinde gerçeði sunar. Kimlere çattýðýný açýkça söyler.

Kazak Abdal, kendine özgü söyleyiþi, buluþu olan, olaylara çok alaycý yerici gözle bakmasýný bilen, yazýnýmýza deðiþik bir ses getirmiþ ozanýmýzdýr. Alaycýlýðý ve yericiliðiyle 16. yüzyýlda yaþamýþ Azmi’yi anýmsatýyor. Kýrsal kesimin ozanlarýnca da çalýnmýþ söylenmiþtir. Bu þiir türünde onun gibi baþarýlýsý görülmemiþtir. Hacý Bektaþ Veli’ye yürekten baðýlýdýr. çaðýný aþan tutumu ile köklü bir direniþ içindedir, gerçekçidir.

)(-)(-)(-BUÐULU CAMLARA YAZDIM ADINI-(-15-)(-)(-)(

Haramzade hatýrýný
Sorana da yuh efendi
Mezarýna yatýrýna
Varana da yuh efendi

Unutmuþ Hâkk kelamýný
Bilmez Rabbin Ýlâmýný
Buna Allâh selamýný
Verene de yuh efendi

Verir ise yanlýþ sinyal
Yorulmadan ister seyyal
Bunun gibi boþa hayal
Kurana da yuh efendi

Aþk olmadan yanmaz sine
Gerek vardýr bilmesine
Destursuz dost meclisine
Girene de yuh efendi

Haram lokma kaþýðýnda
Kibir gurur ýþýðýnda
Dalkavuðun eþiðinde
Durana da yuh efendi

Unutup da doðru yolu
Öper ise hýrsýz eli
Zina için gidip gülü
Derene de yuh efendi

Lüzumsuzum býrak yozu
Kurt içinde olma kuzu
Bile bile yanlýþ izi
Sürene de yuh efendi

Sadýk Daðdeviren
Aþýk Lüzumsuz

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.