gazete kaðýdýndan hamurdan
kocaman kuyruklarý olurdu
ve üþümüþ ellerimiz kanardý
sýmsýký kavrarken ipini
kopunca ip
hayallerimiz de peþinden takýlýr giderdi
çocukluðumuz geri gelirdi
rengarenk cam bilyeler irili ufaklý
yaðmur çamur dinlemez
akþam karanlýðýna dalar giderdik
ve evlere ceplerimizdeki kabarýklýk
zafer dolu þýkýrtýlarla dalardýk
büyüklerden azar iþitme pahasýna
çocukluðumuz üzüntüye dönerdi
yanyana aðaçlar altýnda
büyük adam düþlerine yatardýk
ayaðýmýzda lastik pabuçlarla
elimizde yarým sigaralar
ve okulun çýkýþ zamanýný beklerdik
koltukaltýnda daðýlmýþ çantalarla
köpek güllerinin ardýnda
çocukluðumuz bizden kaçardý
sanki bizi anlatýrdý satýr aralarý
sanki hep aynýydý yaþanan basmakalýp aþklar
körkütük sarhoþ olurduk
severdik
aðlardýk
çoðalýrdýk ve büyürdük
ihanetin alfabesini öðrenirken
ölümün hafifliði tatlý bir düþ gibi
konardý sol yanaðýmýzýn üstüne
çocukluðumuz iki þarký arasýnda biterdi