uyku kýrýklarý döküldü üzerime küçüktüm ve çaresiz beyazdým kirlendi ellerim bir ses ki kulaðýma acý üfledi öldü bedenim anneler aðladý baþýmda babalar saf tuttu namazýma sessizce el salladým onlara göz yaþlarýmla
ben küçüktüm duvarlar büyüktü...
ben küçüktüm ansýzýn omuzumda aðýr bir yük gözlerim boþluktan daha büyük emin deðildim, ne gökten, ne yerden acýnýn aðacýný diktik, bakýn anlarsýnýz gözlerimizden
ben küçüktüm! avuçlarýmda annemin saçlarý bacaklarýmda kardeþimin kýrmýzý sessizliði sustum ahraz bir gürültünün þafaksýz bir sancýsýnda bitti an...
ben küçüktüm sessizlik büyüktü ama sensizlik büyüdü anne sonra çýðýklar ve sonra içim sarsýldý büyüyorum anne tüm sancýlarla içideki sarsýntýya inat
ben ne kadar küçüksem, yýkýntýlar o kadar büyüktü çýðlýklarýmý kimse duymadý anne her taraf toz /toprak ölüm kokuyordu adý, onyedi aðustos depremiydi...
dualarým büyüdü dilimde sözler aralýklý , konuþmalar çoðuldu göðümün ýþýðý söndü bir anda deprem uykusundan uyandý