MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

FATİH AT PAZARI (1)
Oğuz Can Hayali

FATİH AT PAZARI (1)


Hayalimden,
benden,
belkide Fatih’ten çok daha eskidir Anýlarým.

El Sanatý, Hüner Tezgah’ý, At Pazarý;
Nalcý, Semerci, "Meþin Koþum"cu
ve Atlar;
Cýlýz, semiz, Paçalý At, Tay-Gebe-Kýsrak,
omuzu yüksek-Kalçasý geniþ Heybetiyle "Döl" Küheylaný,
Arap’ý, Þah-Merdan’ý. Kýr At’ý
ve Sütçü Beygiriyle
Baytar.

"Araba Marangozu" keser çift-Kollu-El Testeresiyle,
biçer-deler "Burmalý Makkap" Tepesi-Topuz’lu Merdanesiyle,
El Rendesi sürer-yontar,
keser Keser Tahtayý, yuvarlar-bir-El darbesiyle.

"Dingil-Çember-Zincir Sýcak Demirci"si Halas Çavuþ,
-Helias’dan gelir Adý, Rum Dönmesidir-
Omuzundan asýlý, Yere varan "Ýs’ten kararmýþ-Kösele" Ýþ Önlüðü ile
kýskaçlar kýzgýn Demiri, Uzun Maþasý bir Elinde,
öbürü döver Balyoz-Çekiç Örs üstünde.

Tamir bekliyen At Arabalarý, Boynu "Yular"a sokulu Samaný geveleyen Atlar,
öbek-öbek Dýþký içinde Sinek,
Sinek kovalayan At Kuyruklarý, sallanan Yele’li Baþ’lar, tepen Ayak, titreyen Kalça Derisi...
ayrý bir Hikayedir.

Çýkarsýn Yokuþu Ana Caddeden, sað-yukarý,(*)
alýrsýn Fatih Camii’ni sol Koluna; Türbesi, Medresesi, Mezarlýðýyla,
selamla Esnaf’ý Yokuþ bitene kadar,
Tepeye-Düze gelmiþsen hele,
bekle,
dur-dikkat et!
Ýnmeye baþlamadan Yola,
kolla!
Sol Kolunda gizlidir daracýk bir Sokak;
Çocukluðumun El-Sanatý-Müzesi,
Alýn Teri- Hüner Meydaný,
At Pazarý.

Girilir bu dar Boðazdan içeri,
açýlýr birden-bire
çep-çevre,
dört köþe,
Hayallerim kadar
-belkide daha geniþ-
kocaman-Yuvar-bir Dünya.

Ortada yaþlý bir Çýnar, altýnda "Kör Kahveci" Yahya var.
-Sadece bir Gözü görür-
5 Adet küçük Masa, bir yýðýn Hasýr Tabure,
Çay-Kahve-Tavla-Nargile.

Kývýlcým sýçratýr Çakmak gibi, Nallarýyla beygir yada "Demir-Çemberli-Teker",
kayarken "Kamburu-Cilalý" Parke Taþýnda.
"- Brrr!" der, çeker Dizgini Nakliyat Gezgini Arabacý Ýsmail Efendi.
At Arabasýyla Hurda Toplar Kýþýn soðuk olunca,
yazýn ise sadece Karpuz satar;
"- Kesmece bunlarrr, Kesmeceee!
Bal-Damlamazsa-Alma, Para yok!"
Esnaf, Usta, Çýrak, Müþteri bakar bu Yaygaraya, sallar Kafa, koyulur tekrar Ýþ’e.
Birde Sinekleri meþhurdur At Pazarý’nýn," Aha, bu kadar!"
Misket gibi, Yaldýzlý-Tombul-Gövde, Far’lý Kanatlar,
ilk Müþterileridir "Kesmece" Ýsmail Efendinin.

Köþedeki Baraka’da Kalaycý Hamza 4 Çocuðuyla Ablasýnda oturur.
Karýsý Beþinciye Hamile iken,
geç varmýþ Þehir’e Eþþek üstünde,
Ýkizlerin Ýkisi,
her üçüde "Sizlere Ömür"
Baþ Saðlýðý!
O,
ovalar-güveler hep beraber Çoluk-Çocuk Bakýr Kap’larý.
Ben de "Sarý Ahmet" ile "Cam toplar" satardýk ona.
Sarý Ahmet Ele Baþýdýr, Tayfamýzýn, ben Çömaz’i.
Çýr-Çýr Yokuþunda oturur, Babadan kalma 6 Daireli Apartmanda, tek Oðlan Çocuðudur.
Sever bir Gün Teyze-Kýzý’ný, falan-filan. Gebe-kalýnca-da Evlenmek zorunda kalýr.
Baba Ahmet Efendi 15 Yaþýnda, Yenge Hatun 13’ünde...
Gariptir bir Baba’yla Sokakta oynamak
Buda baþka bir hikaye...

"- Ne diyorduk?
Ha !;
"- Cam toplar satardýk Kalaycý Hamza’ya."
O döver, Un yapar, "Islak Kum" içine katar;
"- Al sana Zýmpara!"
Meþin Eldivenle ovulur küçük Kap’lar, Pas’lý-Çal’lý Taslar.
"Büyük Leðen-Sofra Tepsisi" Topuksuz Takunya ile ýslak Kum üzerinde kayarak,
iki-Yana-Kývýrarak, Oynak Kalçalarla zýmparalanýr-ovulur;
"- Cam Kýymýðý Ýnsafsýz olur!" derdi
Kalaycý Hamza Efendi,
kendine Öz "Maacýr" Þivesiyle;
"- A, be üc-bej..."
Taklit eder, gülerdik.

O,
Elindeki Demir Maþa içinde, zýplatarak döndürürdü Kap’ý Ateþ üstünde.
Öbür Elinde, Pamuða bulanmýþ Kurþun-Kalay-Kýrma’sý,
sürer-yayar-yedirir erimiþ Kalayý Bakýr Kap’lara,
tek Ayaðý Ocaðýn-Kürüðünün-Pedalýndadýr ama,
ayarýný iyi bilir-Ýþinin Ehli’dir.
Körükten çýkan Kýzgýn Hava ve Kümür içinde kaynayan Lav, tehlikelidir!
Ya Kalay yanar, ya Kap Erir, yada Bakýr delinir.
"- Büyüyünce Kalaycý olacam!" derdim Babama,
Kalaycý Hamza bana Tuz attýrýnca Ocaða;
"- Casss!" diye duman olurdu Tuz’un Buðusu!
Birde,
Amonyaðýmsý-Sidiksi-yanmýþ Pamuk Kokusu!

Kalaycý Hamza, Hanýmsýz 4 Çocuklu,
"Kamburu-Yana-Yatýk" sivri Kemerli Burnu
ve
Ýs’li-Kývýrcýk-Kabarýk-sýk kara Saçlarý ile
Akbaba’ya benzerdi.
"- Bugün bile hala anlatýrlar Edirne’de" derdi.
"TUÞ OLMAMAK ÝÇÝN BURUN ÜZERÝNDE AMUDA KALKAN TEK ÝNSAN" olduðunu söylerdi.
Böylece Direði kýrýlýr,
eðri kalýr
"Kýrkpýnar-Yaðlý-Güreþinde"
Kalaycý Maacýr Hamza’nýn Burnu.

(*) Ankara At Pazarý ile karýþtýrýldýðý için; Þiir, "FATÝH AT PAZARI" olarak düzeltilmiþtir.
Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.