Bilmiyorum anne
Endiþeliydi Suzan,
ruhunu duygularýný kemiriyordu acabalar,
sevmeyi sevilmeyi desen, çoktan unutmuþ
hayaldi onun için,
ve sevilmek ve þeviþmek bir telefonun ucundaki,
kýsa sürecek sözlerdeydi onun için,
yüreðini benliðini sarmýþtý,
sinsi,sinsi dolaþan
kara haber taþýyan duman.
Daha yaþlanmýþ sayýlmazdý gençti,
kýrkýnda ya var ya yok,
iki oðlan çocuðu vardý üçüncü sýnýf okula giden,
onlarýn da boynu büküktü.
Aylardýr yýllardýr görmedikleri babalarýnýn yüzlerini unutmuþlardý,
küçücük yürekleriyle hicran yaþayan
hasret yangýnýnda kalmýþlardý,
hicranýyla için, için bunlardý aðlayan.
Onlarla avunuyordu onlarla paylaþýyordu gününü,
yüreði dertliyldi de o Suzan,
Telefon çaldý,
sýçradý kalktý yerinden Suzan,
kalbi küt, küt çarpýyordu,
soluk soluða kaldý telefona koþmaktan,
korkuyordu her gece aðlamaktan yorgun,
uykusuzluða alýþmýþ umutsuz gözleri.
ya dedi ya bu kara haberse þimdi,
korktu korktu Suzan.
Alo dedi karþýdaki,
ürkek ve korku içinde diken, diken haliyle,
buyurun dedi Suzan.
kalbi neredeyse yerinden fýrlayacaktý,
neredeyse bayýlacaktý,
telefon elinde buyurun derken.
Suzan.
Komutaným görüþecek dedi,
karþýdaki,
biraz olsun rahatlar gibi oldu,
nicedir görmese de sesini duyacaktý ya onun,
baðla dedi titrek sesiyle,
ve baðlandý,
nerede olduðunu bile tam bilinmeyen,
daðlarda vatan bekleyen asker için,
eþine hasret,
suzan’a aceleyle telefon.
Oydu telefonda,
eþine ve nicedir çocuklarýna hasret kalmýþ,
yanýk bir yürekten çýkan,
alo sevgilim benim, duydu ben sesini.
çekildi bir kenara Suzan,
kimse görmesin istiyordu gözlerinden akan yaþlarýný,
telefonda konuþurken.
Dile kolay, biter mi hasret,
aylardýr hatta yýllardýr yurtdýþý falan derken,
çabuk gelmiþti daha eve dönmeden hasret gidermeden
güney doðuda daðda taþta ona hizmet,
doðru dürüst görmemiþti,
yaþamýþlardý çocuklar yeterince baba sevgisini
duydu ya sað salimken sesini
rahatladý biraz olsun Suzan,
saðdý ya sevdiði,
yaralý falan da deðildi bereket.
Sýra geldi çocuklara,
olmaz dedi önce içlerinden biri,
dirense de ikna etti Suzan babasýyla konuþmaya,
titredi ufacýk bir yürek,
o da alo baba nasýlsýn diyebildi ancak,
Öbürü hiç konuþmadý,
olmaz dedi direndi Suzan’a,
Suzan ne yapsa baktý konuþmayacaktý,
telefon yüreði yaralý asker babaya,
kapandý, oðlunun sesini duyamadan.
Haklýydý aslýnda çocuklar,
doðru dürüst görmemiþti tatmamýþtý ki,
baba sevgisini onlar.
bazen yurt dýþýnda,bazen dað baþýnda,
hep vatan bölünmez diye savaþtý,
Çünkü o,
ona vermiþti, baba sevgisini,
Türk oðlu Türk komutan.
Caný sýkýldý Suzan’ýn,
resimleri getirdi seçti içinden babasýna en benzeyenini,
yanýndaki de kendiydi resimdeki.
bu kim dedi babasýný göstererek,
çocuk boynunu büktü, aðlamak gelmedi içinden,
direndi gözyaþlarý yanaklarýndan süzülmeye,
bilmiyorum dedi,
çoktandýr görmediði babasýna,
boynu bükük,
çaktýrmadan kaçtý yanýndan.
Yüksel Þanlý er
04 aðustos 2010-08-04
Antalya
"www.yukselsanlier.azbuz.com"
Sosyal Medyada Paylaşın:
a.yüksel şanlıer Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.