yetiþemediðim son otobüse binen, gördüðüm en son yolcu sendin saçlarýndan tanýdým, hiçbir saç seninki gibi savrulmazdý rüzgardan bir de arkana bile dönüp bakmaman, sanki hiç gitmiyormuþsun gibi sonra veda bakýþý acýsýnda yerine oturup, alnýný cama dayamandan... , pencerenin camlarýný saran, nefesinin içli buharýndan tanýdým seni ve o buhara ön söz olmadan, ismimi yazmaya çalýþan el yazýndan bileti dünden alýnmýþ bu yolculuða, benim yerime çýkýyor gibiydin arkasý olmayan bir peronda, boþluða saplanan bir çift göz gibiydin kendimden tanýdým seni...., sen sanki bendin....
/ellerin titrerken sakýn yazma, üþüyorum, daha çok üþüyorum/
*
karþýmda birer ürperti gibi soluk alan, iki kiþilik boþ kadeh sendin sýradaki þarkýnýn kime çýkacaðýndan, vazgeçilmiþ bir geceydin yani gözyaþlarýnýn terkibine bakmadan, yarýn yaðmur günü diye nasýlsa duvarlarýma asýp kurutan sendin, en ýslak ucundan bütün mendilleri... , o duvarlar ki gidiþleri anlatan gözlerindi, üstü astarsýz her tuðlada ama asla ne anlattýðý deðil de, mesele buradaki yokluðundu þimdi yarýnýn son otobüsüne benim için, dönüþsüz bir bilet almýþ gibiydin gözlerimde bütün gidiþler aðlarken, keþke diyordum hiç gitmeseydin kendimden tanýdým seni...., sen bensizliðimdin....
/yokluðumda sakýn sevme, baþým dönüyor, daha çok ölüyorum/
* * *
/Küçük sarý sandalýn balýkçýsý belki son defa açýldýðý denizden geri dönüp, sahile yanaþtý. Sandalýn içindeki yarýsý su dolu kovada bir tek balýk vardý ve umutsuzca çýrpýnarak yüzmeye çalýþýyordu. Balýkçý kovayý aldý, sandaldan indi ve içindeki balýkla beraber denize doðru fýrlattý. Deniz karanlýktý. Ve sonra sahildeki kum tepeciklerini aþarak hemen yakýndaki geniþ asfalt yolun kenarýna ulaþtý. Karþýya geçecekti ama hýzla yaklaþmakta olan otobüsü görünce durdu, onun geçmesini bekledi. Henüz iç ýþýklarýný söndürmemiþ otobüsün aydýnlýk pencereleri bir film þeridi gibi hýzla akýp geçti balýkçýnýn gözleri önünden. Þeritteki karelerden birinin üstünde, isminin camdaki buharlara yazýldýðý kendi filmi gibi. Balýkçýnýn içi titredi, üþüdü. Bir an öylece durdu. Bu sýrada geride býraktýðý denizin sahile vuran küçük dalgalarý, denizden kopmuþ ve hala çýrpýnmakta olan bir balýðý getirip, usulca sahile, kumlarýn üstüne, küçük sarý sandalýn yanýna býrakýyordu./
Cevat Çeþtepe
karaya vuran balýðýn gözyaþlarý deniz, sarhoþluðu ise dalgalar gibidir ayrýlýðý ise, çok berbat bir þeydir, ölüm gibidir………
Sosyal Medyada Paylaşın:
uzungemici Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.