leylâ ellerimizi yunduðumuz bu ýþýk bu uðultu içre biz havvâ’nýn kýzlarý iþte böyle bir havada iþte kývrak ezgilerle turladýk boðazýn oynak sularýný biz hânende sen sâzende
leylâ adýn sen ve züleyhâ
bu su, bizim içtiðimiz sudur Kenan diyarýndan diyâr-ý bekir’e diyâr-ý bekir’den dersaadet’e biz leylâ, biz havvâ’nýn kýzlarý yüzümüzün allýðýnda açan çiçekleri baharlara ulaþtýrdýðýmýzda ah o ses, o koku ve o isim: züleyhâ
züleyhâ kapat kapýlarý perdeleri çek ve sakla tanrýlarýný züleyhâ, sen de havvâ’nýn kýzý
yakamozlarý gecenin üstüne dantelcesine iþleyen nârin istanbul türkülerinin âþýk mýrýltýsý þâire sunarken gözlerinin pýnarýndan âb-ý hayâtý çölün hýçkýrýklarýný uyuttuðumuz yer leylâ’nýn otaðý
sen kays sularýndan mecnûn oldun, lakin bir leylâ olmamalý züleyhâ her þeyi unutmak pahasýna
bu su, bizim izlediðimiz su iz býrakan çölde
bu çöl, meczuplar çölü ateþin deðdiði yerde
... Sosyal Medyada Paylaşın:
Lâ Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.