penceremin perdesi beyaz; ne kadar cama vursada siyah, hangi gece kapý çalýp girdiki koynuma.. korkularýmý yutkunacak türden cesaretim, kuru bataklýðýmda saplandý düþsüzlüðüm, kurbaða sesleriyle ayýldým; o kadarki dalgýndým...
þehri seyrediyorum ; adresi muamma.. kandil ýþýðýný andýrýyor sahtekarlýðý, güzelliði saman alevi.. sýrrýný bir tek ben bildiðim için ; sen olan bu kent bana uzak, sur duvarlarýnda üþüttüm gençliðimi harcandým bozuk para misali , ben delikanlýnýn hasýyým ya...
soðuk ateþler yaktým rahmetime; helva tadýnda dualarla uðurladým seni yarýnlara.. bende yaþadýðýn tek mekandýr yüreðim, ne çaresiz görünüp canýmda can koymasada...
kavuþtum karanlýk kokan zýndanýma, þafak tazesinde mýsralarým, kör gözlerinle okusana.. bakma artýk aynama ; ne benim seni yansýtan , ne de sensin gördüðün...
yaþým büyürken ; çocukluðum hep orda, o günahsýz dünlerinde...
oysa düþlere yelken açmak isterdim , öykü denizinde rotamý kaybetmek.. masallarla kaldýn avuçlarýmda, yalan mutluluklarýnla... susuz býraktýðýn yüreðinden, bir adým ötesine gidemessin ve yaþanmadýðýný hiçe sayarak...