marmara’nýn mavisinden çekerken gölgemi
sýcak bir tuzlu þira tadýnda içtim vedayý
o altýn boynuzda býraktým sende kalan mecburiyetimi
kendi kendimin yokluðuna fail kalýrken
baþka bir iklime teslim edecektim hürriyetimi
sen ruhumun fethine hazýrlanýrken
istanbul’un surlarýna yazdýðým þiirler de yaðmalanmýþtý çoktan
o gün bugündür
mektuplarým yanlýþ adreslere yazýlý yalan kaldý
ah..
semazen tarafýmda içre döner þehir vapurlarý þimdi
yakamoz artýklarýyla oynaþýyor kolkola
tek oturaklý atlýkarýncamda baþka bir lodos peydahlý
tersime tersime dönüyor
heyamola..
üstünde buhur tüten yaðmurlu gün masalýný
unutmayacaðým hiç
sen umudu postalarken çengel pencerelerden
biliyorum sýrýlsýklamdýn
çýplak düþlere kayan ýslak bir yýldýz mý kaldýn a caným
neden hiç kabuk baðlamýyor dizlerimdeki yaralar
belki de çözmediðin paslý prangalardandýr
senin kulaklarýný delen kepenk seslerinin
bittiði yerden baþladý ya benim derin karanlýklarým
yitik bir kýrlangýç þaþkýnlýðýnda
uzak haziranlara akacaðým
bana kimse nerelisin diye sormasýn artýk
onuncu köyün tam içindenim
nereye fýrlattýysa beni belen bakýþlarýn
o yerde göçmenim
Faruk civelek