İstanbul Günlüğü-2
Güz solgun yüzüyle hüzün çiselerken gönüllere,
Çözülür ibriþimden yumaklar bir sevda sancaðý dokunur.
Dokunur ayrýlýk gurbet iklimine girene.
Yapraklar birer ayet okumak bilene…
Öðüdü çýnlar kulaklarda Þeyh Edebalý’nýn.
Söðüt’ten üveyikler havalanýr Ýstanbul Üstüne.
Hayallerinde soylu günlerin hatýralarý canlanýr Topkapý Sarayý’nýn.
Kavak inciri incinir kanlýca yoðurdu beyazýn ve nefasetin si mgesi.
Devran döner,
Hamallar, iþsizler...Yoksulluk bir hamaylý boyunlarda.
Eminönü’nde balýk ekmek yenilir, bu Þehr-i Ýstanbul ki her hâliyle sevilir.
Fukara sofralarýnda gönülden þükür edilirken, melekler mest edilir…
Lâlezara ateþ düþer tulumbacýlar söndüremez, meþhur meseldir takdiri kol kuvveti döndüremez.
Yýldýz Sarayý’nýn üstünden bir yýldýz kayar "Ýþ baþa hizmet padiþaha düþer"
Kirletilir hürriyet sözcüðü sözde sevdalýlarýnca.
Tarihe yalan yanlýþ iþlenir olanlar ardýnca gelir talanlar.
Harcanýr sürgünlerde nice hünkâr....
Konaklarda kýþlarken çelebiler, hünkâr Yavuz at sýrtýnda sefer eyler.
Koca hünkârý bir þirpençe yener.
Baba bedduasýna baðlar rivayetler ; Hak bilir ancak kul bilemez…
Köhnemiþ devirlerden yeni çaðlara kapý açýlýr “fetih Suresi’nin” sedasý yankýlanýrken aydýnlanýr dünya.
Biter köhnelerde kurulan hülya gerçek kucaklanýr...
Doðu Roma’nýn zevalinde dal budak salar koca bir çýnar.
Ýlk fidesi Söðüt’te atýlan çýnar kýtalarý sarar, barýndýrýr þefkatli gölgesinde.
Domaniç yaylasýnda uçan bulutlar bir nisan yaðmuru götürür Ýstanbul üstüne…
Eleðimsaðmalar muþtu olur yedi renk yedi ahenk yedi tepe / toplanýr kýrklar yediler…
Yarýþýr lâlelerle erguvanlar hem dem olmak için Ýstanbul’la.
Uzak diyarlardan selâmlar yollanýr turna katarlarýyla tümen tümen bölük bölük.
Kanat seslerinde güvercinlerin zaman uhrevileþir.
Mahyalar tevhidi anlatýr gecelere ýþýl ýþýl.
Belki bir ramazandýr dar hanelerde mütevazý sofralar donanýr sýcak pide, tarhana.
Bereket yükselir buðu buðu þükür dilde gönülde odaklanýr.
Kýz Kulesi’nde misafir bir zaman diliminde efsaneler yankýlanýr.
Selama durur gelip geçen vapurlara Kýz Kulesi asýrlardýr.
Ocak baþýdýr derviþlere hanlar öyle geçer gider devranlar.
Ýncelen fikirlerde güller açar naçar kalýr naçarlýklar.
Her derde çare var yine de aktarlar dükkanýna ,”Ne ararsan bulunur derde devadan gayrý.”yazar.
Hayal hayal gülleþir rüveydalar erguvanlar efsunlu bir rüyaya dalar.
Güzeyyalar gülleþtirir zamaný güz mevsiminde baharý yaþar turnalar.
Ve Nedim söze baþlar “Bu þehr-i stanbul ki bî mislü bahadýr/Bir sengine yek pare Acem mülki fedadýr.”
Ýstanbul bir narin gül gibi yüreklerde saklanýr….
28.05.2010 Ýbrahim KÝLÝK
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.