kenar süsüne kazýnmýþ gizli bir aþk bilmecesi
kelimelerin solgun pýrýltýlý ýþýðýyla yansýtýyor gerçeði
umudunu yitirmiþ her söz kadar piþmandýr zavallý pul
yazýlýp çizilen onca þey
önce hece
sonra gece
ve bitmeyecek bir iþkence
tütsünün aðýr kokusuyla parmaklarýn raksý
devrik cümleler kutsuyor her bir yanýmý
oysa ne kadar da yorgunlar ahh bir bilsen
-bilseydin “elveda” ile baþlar mýydýn-
sonrasý aðýr aksak ilerleyen virgülsüz manifesto
bir içsýzýsý bir yakarýþ gibi
aðzýndan dökülmeyen
ama daha mürekkebi kurumamýþ ihanet damlacýklarý
kendi lekesinde doðacak günün sanrýsý
araF alfabesi ile yazýlmýþ
arap alfabesi gibi sarmaþ dolaþ
“sen” diye baþlayan paragrafla irkiliyor kaderim
içimde kendi yalnýzlýðýna söven tanrýnýn el yazýsýyla
bir gün karþýma çýkartacaðý ömrün anýsýna
geri çekildim saklamadým ki
“sen” diye biten paragrafý bu aþk’ta
ölüm kadar yalnýz parmaklarýn
izi var kendi kayýp
süre dolup boþalýyor
sessizliðin rahminde büyüyor ayrýlýk mektuplarýn
kendi çýðlýðýnda okuyor duasýný
peþindeyiz bilmediðimiz bir tutsaklýðýn
ben seni böyle okurken
seni nasýl okur baþkalarý
serçenin yüreðinde sýzlayan ayrýlýðý hiç hesaplamadan
alýntýlar yaparak karaladýðýn o sararmýþ yapraklar
içinde sakladýðý acýnýn ipliðini çýkarýyor huzura
bir gün kavuþma günlerine de mektup yazacaktýr elin
vardiyaný doldurana kadar…