/Ýnce bir týnýdýr Kulaðýma deðen tavus kuþu tüyünden, mavi...
Ve mavi bir týnýdýr esrik gülüþlerim…/
Yeþilin kol ve kanatlarýna gerili bir göl Göðü örtüp tül yüzüne Uyur gündüz düþlerine...
Bir su perisinin pul pul ayna kokan dönüþlerine Süzülür devinimleriyle yeþil, Yakamozlar sürer izlerini Ve yosunlar selam verir derinliðin gözlerinden öpen gülüþleriyle…
Gölge beyaz bir martýdýr sözlerine Söyler notalarýný kýyýlarý, Sahnesi dallar, alkýþlarý yapraklar…
Getirir rüzgâr Tel tel düðümlerini çözdüðü aðaçlarýn ve topraðýn yanýk yüzünü döker üzerine… Hepsi birer “sus” yaþamdan! Hepsi birer “masal gezer”! Gözlerindeki acýda buluþup Yosunlarla fýsýldaþacaklarý aný beklerler…
Zaman sarýsý düþtükçe düþer dizlerine Ki bu zamanda su perisi saklanýr düþlerine Karýþýr dalga dalga…
Doða bir yandan gizlemektedir sanki soyundukça, Sakýndýðý göðün yüzü deðil: Yeþildeki düþlerinin sýcaklýðý, su perisiyle…