Bir garip Züleyha,
Geldi kapýnýza bugün,
Bekledi bekledi ya;
Aradýðýný bulamadý bugün.
Yüreðinde derin bir sýzý;
Gökyüzünün en parlak yýldýzý
Utanmaz mý,arlanmaz mý,
Çalmaya kapýnýzý?
Bu ne curet bugün?
Onca duvarlarýn örüldüðü gün...
Ey garip biçare!
Gördüðün rüyayý hayra yor da hele;
Öyle yüz sür eþiklere.
Acý zevk mi verir?
Yüreðin pare pare,
Düþtün de bir hayalin peþine,
Uçup giderken ateþe
Yanýþýn ne þahane ne þahane! ..
Oysa kör kuyularýn dibinde
Çekilen çile senin,
Yýllarca bekleyiþin
Zindandaki’nden de derin,
Aðlamaktan artýk,
Kalmadý gözünde ferin,
Bu hikayede
Diðerleri gibi yok yerin.
Ey,narin lotus çiçeði,
Ey,güzelliði iki kaþýnýn arasýndaki beni,
Ey kölelerin efendisi,
Ey hayrý gülümsemesi
Sen ki yollarý gözler durursun;
Bir rüzgar, bir ayakizi
Diye;
Yere göðe yar olursun.
O’nun O Güzel Kokusunu
Ötelerden alýr bulursun.
Yürüdüðü yollarda;
Ayak bastýðý toprak,
Açmak için kapýlarý;
Tuttuðu tokmak.
Olsun isterdi Züleyha
Kendisi;
Bu sevgilinin eli, yüzü, yüreði...
Biçare beklerdi;
Zerre kadar haber getireni.
Döktü ne varsa koynunda,kucaðýnda
Tüm servetini,
Yeter ki gelen,
Yusuf’tan bir kelam getirsindi.
Nur ERKMEN
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.