kar tanesi yüzüme düştüğünde bir yalnızlık oldu
renas deniz
kar tanesi yüzüme düştüğünde bir yalnızlık oldu
gece
yürüyüþ
kar
sokak lambasý...
bir endiþedir sokak lambasý
ýþýklar perdelerde bir hayat
bültenler köþelere çekilm...iþ
bir cinayetin anatomisinde
kadýn yine gözyaþý maðduru
ataerkil sofralarda hayat
çocuklar ezberin beþiðinde
oyunlarýn en sinsi yaramazlýðýndayken...
caddelere düþtüm
yüzüme yýrtýlmýþ geçmiþimi
yaralayan belleðimi
adýmlarýmý ve mor yanýný taþýyan bedenimi
siyah ve simsiyah hayatýmý saran
ellerimi ceplerime sýcaklýðý ile alan
parkemin içine saklayarak...
geceye düþtüm
kent dört yanýmda bir ahtapot
ýþýklar, sesler, iniltiler
kar yaðýyor geceye
aksayan yürüyüþüme
bot sesimeyüzüme...
önünde bakýnýp durdum
bir sis çökmüþ gececi kahveye
bir is çayýn ocaðýna
bir issigara ve iþsizlik dostluðunu oynatan
dört kiþilik masalý hayata
son demleri de demlenen çayýn tadýna...
bir ismi koklar o anda, kapý önünde
evladýný kaybetmiþ bir baba
birikmiþ karý eriterek avucunda
arar sadece bir koku, bir iz
kimsesiz...
bir kar tanesi ortaklýðýnda iken yaþam
öküz öldü!
düþtü, düþ idi, kar tanesi
ve serüvenini baþlatarak
ulaþtý, bulaþtý yüzüme
ve o anda bir yalnýzlýk oldu…
o saatte, o caddelere, o gecelere
alkol, ter ve parfüm sýrnaþlýðýný yayar birahaneler
kokunun umudunu kýrarak...
ince belli, poslaþan yosmalar
çaðýrýr, yýrtmaçlý pazarýna
sevginin ve aþkýn merasimine davetkar...
gülü yakýp, külünü savurur hayatýna kadýn
býrakýr o caddelere
bir is, bir iz...
kar tanesi
kirpiklerimi kapatarak
küle giden adýmlarýmý durdurur...
tarihini yitirmiþ külün üzerinde
bir anýt mezardý oysaki
o anda külü bile býrakarak
kimsesizliðini kuþanarak
belleksiz düþtü
sustu
bir kimsesizler mezarlýðý gibi
bir yalnýzlýk oldu kar tanesi yüzümde...
sisin koynunda gizli olan
çocuklarýn ve yazýlarýn sahibi caddelerin
üzerine hiç düþmemiþ gibi, yeminli
sýðýndý gecede yüzüme
ve o an
kapýmda mahcup bir bakýþ oldu kar tanesi...
inat ederek sokak lambasýna
suç üstünü yük ederek dansýna
düþtü, düþünden yüreklenerek
yüzümün kýrýk, yanýk yanýna
ve tek ortaklýðýmýz
o an yalnýzlýk oldu...
yosmalara, bulvar kahvelerine
pezevenklerin dolduðu aþksýzlýða
guruldayan kazandaki aþsýzlýða
ayak üstü sohbetlerine
yol üstü pazarlýklarýna
bekçi düdüðündeki çýðýrtkanlýða
týkadý kulaðýný, duymadý
bir düþtü, düþtü yola...
gece tarifesiz, mendilli
sararmýþ yol haritasý ile
usulca türküsünü mýrýldanýp
mutsuzluk kaosuna asýlý
daraðacýndaki ipe dolanmadan
açýk olmayan, açýða giden tüm oyunlarý bozarak
unutarak, unutturarak
uyutarak, düþtü yüzüme
fýsýldayýp kimliðini
yatak etti
yüzümün kýrýk, yanýk yanýný
bir karanlýk hücrede, yüzümde
yalnýzlýk oldu kar tanesi...
geceye savrulan bu karda
ne bir yasa piþman olur
ne de bir inkarlýk serzeniþi
bir býyýk altý gülümsemedir sadece
sinsice kayýttaki, ýþýldayan lambalar...
tüm sokak lambalarý nöbetleþe
kayýttadýr þimdi
öteki gibi ayrýk yanýmýz
suç üstüne, suç halidir
bedenimin düþ ve adýmlara ýslýk katmasý
kar tanesinin halaylarla düþmesi
toplantý ve gösteriye imza atmak gibidir...
kar tanesi gizlendi ve sustu
yüzümün kýrýk, yanýk yanýnda
konuþmayarak, fýsýldamadan
o an tarihimiz donuk bir yalnýzlýk oldu...
yüzüme ýþýk tuttu
devriyedeki sokak lambasý
eridi, ýþýðýn sorgusunda kar tanesi
kirpiðimde konuþmayarak
son sözsüz sallanarak
gözyaþý gibi düþtü yüreðime
diðerleri ise kalabalýklaþtýkça
botlarýn yargýsýz infazýnda
birden bire hal deðiþtirerek
eridiler iniltilerle caddede...
kar tanesiz kaldý
yüzümün kýrýk, yanýk yaný
yalnýzlaþtýrýldý tarihim
ve þimdi
aðrýyan, aðrýtan her yaným
kar tanesiz
yalnýz ve yapayalnýz
bir kül gibi, yanýk ve isli...
geceme yürüyüþ
yüzüme gözyaþý
daraðacýnda unutulan
ötekiler gibi, kýrýk ve izli...
KARALAMACA YAZGILAR ÞÝÝR KÝTABI’DAN
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.