herkes kendi filmini baþa sararak baþlar hayata
dün
seni beklemelerin nöbetini geceye devrettiðimde
çekildim kendime
aklýmdaki binlerce soru imlerinde sallandý baþým
gölgeni kazýdým kapýnýn yanýnda durduðun duvardan
baktým
ellerin ve ayaklarýn orada
hatta belinden aþaðý dökülen saçlarýn
ama yüreðin yoktu ortalýkta
dün gece iliklerime kadar üþüdüm
sensizlikle
o odada
içimde bir masal anlatýcýsýna kafa tutuyor çocuk
zincirlerinden baþka yiyecek vermiyorlar
ya hayat
ya ölüm
açlýk grevinde mahkumlar
ve ben
neyim varsa çýkarýyorum üstümden
kendi tabutumu diþlerken
kurtlar yontuyor içimdeki boþluðu
gözlerin geçiyor gözlerimin üstünden
ellerin kucaklýyor düþteki yokluðu
yaðmuru dudaklarýna hangi bulut kondurur
hangi sýyrýkla yýrtýlýr dilinin masalý
hayatý baldýran zehriyle uyutan zaman
kim yakar kalbinin kýsmet kandilini
gýrtlaðýna dayanan býçaðýn ardýndaki el kimindir
gölgen ýþýkla oynarken
kim kanatýr belleðini
takvimler kime göre yazarlar kýyametleri
soyunurken kimsesizliðini bir kadýn
gücendirir gözlerindeki maziyi
bu gece yatýya kalsýn
sana yoldaþ olarak býrakýyorum gençliðimi
imlalarý bozan bendeki aþkýn sahibi kimdir
bedenini puta çeviren ressamýn elindeki fýrça
hangi atýn yelesidir
aþka kýrýlgan bir mumya soluyor içimde
yalnýzlýðý bize kefen diye giydiren nedir
hangi sabýr çýðlýðýyla seviþir
söyle
seni unutmanýn bedeli nedir
ölümden öte bir mekan var mýdýr yüreðinde
Ýsa Ýnan
yirmi dört þubat iki bin on