...
Uzun zaman olmuþtu sürgüleyeli aþka kapýlarýmý,
Ýçimde ki çocuða emanetti gülüþlerim,
Ara sýra assam da dudaðýmýn kenarýna,
Huysuz bir kocakarý gibi bakmaya alýþmýþtým çoktan.
Ve ecelimle ölmekti planým,
Gözlerine vurulmadan önce!
Kalemim unutmuþtu tüm renkleri,
Ne zaman iki satýr yazacak olsa,
Siyah yaðmurlar yaðardý mýsralarýma,
Ah bu dudak bükmelerim varya aþka,
Alýþmýþtým oysa,
Öksüz bir çocuk gibi bakmaya.
Ve o gün,
Dalgalarýn aþýndýrdýðý vapur iskelesinde,
Gözlerim dokunmuþtu, alev gözlerine,
Aþký yeniden çiviledim,
Asýrlýk yeminlerle parçalanan dudaklarýma,
Bakýþlarýn güller açtýrýrken gönlüme…
Geçmiþ zamanlarý yakýp,
Savurdum aydýnlýða küllerini,
Ve gökkuþaðýný çaldým semadan,
Ne çok yakýþtý saçlarýna.
Saçlarýn pamuksu bir dokunuþla
Dolarken avuçlarýma…
Ve ellerin,
Ýçimdeki nergislerin vurgun olduðu ellerin,
Bir çýðlýk, adýný söyleyemediðim her cümle,
Az sonra düþeceðim parmaklarýna,
Bir çift el okþayacak saçlarýný,
Gönlüne deðecek sonra
Ve alnýndaki yazýyý öpecek usulca
Bu gece beni getirdim sana,
Alsana!