"Þairler
ne çok yalan söyler
aðlamamak için..."
Sustu kalem
Dilime kelepçelendi cümleler
ve baþladý
delilsiz
uzun metraj bir yalnýzlýk
Sen
vuslatýn kapýsýný kapatýp sýkýca
ve kaçarcasýna adýmlarýnla
þiirlerimin üzerine
adýný bilmediðim sokaklarýn tozunu süpürürken
Konuþmalarýný toplamayý unuttun zihnimden
ve duvarlarýmdaki faþizan yazýlarýný
ki imlasýz ve devriktir her cümlen
Bu hikaye
daha düþmeden yasak kitaplar listesine
Tane tane kum saatinden süzülen bir ten
kazýyor þimdi beni
hatýralarýn dibinden
ve aðlamýyorum
Azrail elleriyle mezar yer/im/i kazarken
Evet... Bazen
kurduðum hayallerin sonunda
boðazýmda yakalýyorum ellerini
Duymak istemedikçe damarlarýmda dolaþýyor
yaldýzýný parlattýðýn türküler
ve bazý geceler aþk üstüne kan kusuyor
yýrtmaya kýyamadýðým resimler
Evet ... Bazen
her bir kelime en þuh haliyle beynimde
sergiliyor utanmaz figürlerini
ve bu yüzden terk ediyor bileklerim
sýkýlmýþ yeminlerini
ama
bir çýkýþ vardýr hep parantezlerden
bazen öylesine kolayca
bazen de güç bela
yüreðim tel tel sökülürken
Biliyor musun neden
hiçbir þiirimi sana yazmadým ben
Sana
ya da yelesi rüzgarla seviþmemiþ sevdalarýma ?
Yazmadým... Çünkü
ben þiirlerimi tavýnda döverken
gönül yanýklarýmýn yüzüne bakmýyordun
Gördüðün hayal/et/lerin gölgesinde uyuyor
ve dizelerim soðukta üþüyorken
kirpiklerinden içeri sokmuyordun
Sabun köpüðü gibi
ellerinden akýp giden kelimeler
hangi girdabýn aðýz kokusunda ölürler
düþünmüyordun
Kapýlar açýlýyordu kafiyelerin sonunda
kah cehennemin kollarýna
kah çivili topuklarýna
ki denk düþmüyordu adýmlarýn da ayný sokaða
dert etmiyordun
Asýk yüzler
ya da yarým býrakýlmýþ özürler koyuyordun
sana þiir getiren meleklerin avuçlarýna da
dönerlerken semaya
aðlatýyordun
Benimle vuslat yoktu dualarýnda
Bu yüzdendi satýr aralarýnda adýnýn geçmeyiþi
Þiirlerin ayaklarý altýnda
tozu yoktu
kapýndaki eþiðin
ve harflerin bir köþesinde
kokusu
yanaðýndaki benin
Makyajsýz olduklarý için sevmiyordun da
her sigaranýn ucuna bir uyak koyuyordun
Zaten bir kibritlik canlarýna
sen ecel oluyordun
Ellerin nasýrlý ya acýtmadan
küllerini bile tutamýyorken
kýrýk dökük alfaben ile
telkin de veriyordun
Hiç bir þiirimi sana yazmadým ben
Sana
ya da yelesi rüzgarla seviþmemiþ sevdalarýma
Yazsaydým bilirdin
Sensiz kaldýðým bir köþede
bileklerimi onlarla keserdim...
Özgür SARAÇ/Râzý
22/01/2010Denizli