----------------------uzak bir deniz kýyýsýna
sen yaðmur
ben damlayým
de gir içime
sende kalayým
kur/þunlar k/ovalardý kan/atlarýný
de ben sensiz
nasýl yaþayayým
geceydi
ve soðuk
acýlarýn cümlesine küfrediyordu adam
bak dedi kadýna
gözlerimin içindeki kuyuya
boðulmadan bak
neredeyse kahrýndan çatlayacaktý hayat
gül kurusu daðlarýn tarçýn kokusu
sevmek yangýna dönmekti bir akþam vakti
þimdi sen misin yoldaki bir taþa tekme atan
sancýlý bulutlarýn yaralarýný saran
sen misin
seksek oynayan kýzýn gözlerinde kaybolan
yuvasýz bir kuþa dönerdin akþam olunca sen
sensizliði çekerdim içime þarap diye ben
kurþunlar kovalardý kanatlarýný
çýplaklýðýný baþýna kalkardý tanrýlar
hangi günü sevmeden baþlardýk ki iþe
ekmek kavgasýndan hep elleri boþ dönerdi çocuklar
anlattýkça yalnýz kalýyor aðrýlarým
sustukça ustura kesiyor dilimi
yýkýlýr bir gün direkleri evlerin
yýldýzlara baktýkça ölüm korkusu sarar geceyi
hangi utanca döllenir tohum
sigaranýn ucunda biriktikçe külün
bu sensiz kaçýncý aþka yolculuðum
bir gün seni kollarýma takýp geçemeyeceðim
yalýnayak sevda köprüsünden
bir gün seninle sandala binip balýk tutamayacak
sýrt üstü yatýp gökyüzünü seyredemeyeceðim
bir sabah güneþiyle birlikte saçlarýný yýkayamayacaðým
biliyorum ki her þeyim yarým kalacak
yana yana yenlerimi arayacaðým
yine sensizliðe ana avrat sövüp sayacaðým
bütün þeytanlarý taþlayacak
aþkýn mabetlerini yýkacaðým
eðer utanmasam gelip
koynunda
çocuklar gibi aðlayacaðým
01 42 yirmi iki ocak iki bin on
Ýsa Ýnan