Toplayýp mâziden kalan emanet hâtýralarýný;
gömmeye gidiyorum!
Ben;
siyahtan elâya dönen
o bakýþlarýnla vurgun yemiþtim memnû’um!
Can bulmuþtum gözlerinde
sanmýþtým ki;
âbýhayatým olacak
geliþinle bahar soluyacaktý viraneye dönmüþ yüreðim
kurumaya yüz tutmuþ köklerime damla damla deðiþinde
dokunuþunla dirilecek
efsununla yeþerecekti poyraz kýrýðý dallarým, yapraklarým
Yapamadýn / yapamadým
yapamadýk memnû’um!
Vucut yorgun, gönül yorgun
biz yorgun
Yine düþünce efkârýna hasretin
bülbül gibi figüran olmaktansa
geçmek düþtü bize bu aðýr sevdadan
Mâdem ki taþýyamadýk hak etmediðimizin aðýrlýðýný
mâdem ki meþrulaþtýramadýk memnû’yu
mâdem ki ezildik;
býrakalým özgür kalsýn!
yalancý prangalarla mahkum olmasýn
aðlatmasýn düþkünlerini
hak edenlerini
taç edenlerini
Topladým mâziden kalan emanet hâtýralarý
gömmeye gidiyorum!
Hani, bir aðaç vardý;
yanýna inerken düþmemek için elimi tutup
kýzaran yüzünü serinletmek için yýkadýðýn
sessiz sessiz akan o küçük derenin yamacýnda;
dallarý þemsiyemiz olup yaðmurdan korumuþtu ya
hani, her þeyi ardýmýza býrakýp sýrtýmýzý dayamýþ
sadece kilitlenen bakýþlarla konuþtuðumuz
birbirinin olamayanlarýn “ bizim ” dediði
sýðýndýðýmýzýn sýðýnaðý
gövdesiyle bütünleþip
âbideleþtirdiðimiz!
iþte onun dibine gömeceðim;
yaþadýklarýmýzý / yaþayamadýklarýmýzý
ve, arda kalanlarý da
Son kez asitleþen yaþlarýmla sulayýp
yüreðimi en alçak dalýna asacaðým!
Nasýlsa;
Onun, sulanmaya
benim, yüreðime ihtiyacým olmayacak
Beraber kuruyacaðýz!...