Öptüm karanlýðýný bu gece;
Havada yýðýlýp kalmýþ
Aðýr bir keder bulutu altýnda
Korunaksýz düþtüm uykunun koynuna
Derin bir yalnýzlýk korku-su,
Kalp kýpýrtýsýz kulaklarýmda dünyanýn uðultu-su
Rüzgârýn getirdiði sadece ateþ koku-su
Gözlerimde silemediðim bir mana, çocuk-su
Ýstediðim o ki, dudaklarýmý ýslatacak bir yudum su
Uyanmanýn ardýndan;
Aydýnlýk bir rüya ile çýkmak istemiþtim
Yaðmurlarla yýkanan hanýmeli kokulu bir sabaha
Bir yangýnýn tam ortasýndaydým
Tüllenmiþ bir akþam þafaðý ise sarýlmýþtý boðazýma.
Üstelik ;
Rüyalarýmý hayra yoracak bir Yusuf da yoktu.
Hâlbuki
Kuþgözü kadar ayrýntýyý bile düþünmeyerek,
Yeþil bir rüya ile kendimi nasýl da aldatmýþtým.
Karanlýktý baktýðým tüm aynalar,
Karanlýktý; aynanýn arkasýnda gördüðüm her þey
Yýldýzlar söyleyemezdi çýkýþ yollarýmý
Müneccimler ise külliyen lâl…
Ýçinden çýkamadýðým,
Kýramadýðým bir çemberin döngüsünde
Elimde tuttuðum incecik mumun;
Titreyen alevi, geceye tanýklýk edip, kefilken,
Nasýl bir gözaydýnlýðý dileyeyim ýþýðýn Rabbinden
Ey karanlýk gecede
Bahtýma yeþerdi sandýðým ulu aðaç;
Gölgen ki ruhuma ilâçtý..
Çaresizliðimle geldim sana
N’ olur gölgende bana yer ver
N’ olur elime bir asa ver
Kendime çýkacak bir yol bulayým
Kendi karanlýðýmda, kendime Musa olayým.
Bir kader ki bu,
Yazýlýþý benim sorumluluðum
Sonucu benim son-ucum
PERÝHAN TUNÇOK
ESMÝZE
21 OCAK 2010/ÝZMÝR