Bir ocak sabahý erkenden, Evden çýkýp iþe giderken. Bir çocuk oturuyordu köþe baþýnda, Hemen hemen desem, on bir, on iki yaþýnda. Solgundu benzi, morarmýþtý yüzü. Yanýna koþtum görünce öksüzü. Titriyordu yuvadan düþmüþ bir kuþ gibi. Etrafta, alabildiðince tipi... Beni görünce büzüldü iyiden iyiye. Gözüm iliþti üstündeki elbiseye. Belli ki hasretti sýcak bir yuvaya, sýcak bir çorbaya. Dedim; — Gel götüreyim seni bizim fukara yuvaya. Sanki bir kuþ gibi uçacaktý o an, Nasýl dayanýrdý bu acýya, bu can. Uzun bir süre yürüdükten sonra dar sokaklarda, Nihayet gözüktü bizim yuva karþýda. Geldik dedim bizim fakirhaneye. Dedi; —Amca bu kadar zahmet neye? Dedim; —Zahmet deðil bu, bana bir vazife. —Neyse, hoþ geldin bizim fakirhaneye... Mutluydu, gözleri parlýyordu sevinçten, Hayat onun için baþlayacaktý yeniden. Ellerimi öpmek için sarýldý, Kalbîm o an, sanki içten yarýldý. Okþadým o ipek saçlarýný. Dikti bana bakýþlarýný. Dedi ki; —Her kimse yapmaz, senin bu yaptýðýný, —Sende duydum ilk defa baba sýcaklýðýný. Ýçimi mutluluk sardý o an. Dedim ki; —Senin hâline, yanmaz hangi insan... Artýk yeni bir sabah baþlýyordu, O mutluydu, ben mutluydum. Kalplerimiz, mutluluk için çarpýyordu.
12.01.1981 Erman Ulusoy Lüleburgaz Sosyal Medyada Paylaşın:
Ermanulusoy Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.