bulutlarýn arasýnda gezinen bir kuþluk vaktiydi gülüþün
sendin dallarýn üzerinden güneþi doðururken gördüðüm
düþlerinin karþýsýnda soyunur kadýn
aynaya dokunur durmalarý
ayaklarý gitmelere koyulur
aþký erteleme günlerindesin
önce saçlarýný savur
baktýðýn yerlerde boðul
sonra git
içindeki þeytaný doyur
teninde kýrbaçlardan arda kalan bir iz
koynunda besleme bir çocuk gibi uyur
bu kaçýncý trenlerden inen yalnýzlýðýn
yaðmura yakalandýðýn gece göçer gözlerinden
kefenine bedel ödediðin çýðlýk sokaklarda savrulur
bir gülüþü daha sende rehin alýr karanlýk
tüm ayrýlýklarýn hesabý tek celsede senden sorulur
adýný mendil satan çocuklarýn düþlerinden kazýyorum
sonra yazgýma yazýyorum yalnýzlýðýný
kirli bir battaniyeye sarýp kaldýðýn yeri
sýcak bir yuvanýn ocaðýný yakýyorum
gözlerin sonbahar mevsiminde
yaprak döküyor kirpiklerin
göðüslerinde el deðmemiþ bir çocuðun
suskunluðunu büyütür hýçkýrýklarýn
bir sýcaklýk sýzýyor boþluða
býçaðýn neresinde duruyor kalçalarýn
dudaklarýnda
taþ plaktan kalma segah makamýndan bir þarký
’’dönülmez bir akþamýn ufkunda ‘’ deðiliz artýk
týlsýmýný aynalarda yitirdi seviþmeler
dar sokaklarda daðýnýk kaldýk
ihanet uykusundan uyanmadan düþ yollara
ölümün karþýsýnda aþk dilenen bir dilenci ol
atlara ayrýlýklarý yükle
ne dað kalsýn aþmadýklarý
ne de tepe
tepetaklak yuvarlansýn uçurumlardan kayalar
yeni bir dünya düzeni kurulsun
önce kendine dostsun
sonrasýnda düþman
unut geçmiþi
kurduðun düþlerden hiç olma piþman
günahlarýný da aklayacak bir gün zaman
demir suyunu alýn terinden alýr
usta kendini atar ateþe
eldir
emektir
sabýrdýr
þiir
çelik olarak çýkar bir nefeste
çocuklar susmak için dillerini kestiler gözyaþlarýyla
korkudan
kendini
tanrýya
adadý
kadýn
þeytana çelme taktý
ölürken
geceden geçen bir ay gibi çýrýlçýplaktý
utanmasa
kendini
bir ýrmak gibi
denizin kucaðýna býrakacaktý
haydi durma
sen de yükle acýlarýný bir kavala
çeker gider gözlerimden
sevgilim Hiroþima
aðla
aðladýkça
gözyaþlarý da yaprak döker
unutma…
Ýsa Ýnan
aþkýn aynalarda eskiyen zamanýndan
on dört ocak iki bin on