/Küfürle ’küfre’ düþürmesin aþk/
’Ay’ hýrsýndan kuduran azgýn bir kaplan gibi
Tenime deðen ýþýk burnundan solumakta
Serserice yýldýzlar kýzgýn bir kaplan gibi
Öfkesi dinsin diye burcundan tozumakta
//
Öfke kucaklýyor
Duvar dibinde yýðýlý bedenimi
Hararetim, dinmek için sukûnete dilenci
Daralmýþ kalbim siyaha boyuyor tenimi
Öyle öfkeliyim ki acun debdebeleniyor
Öyle seviyorum ki küfrüm duaya denk geliyor
Dudaðýmdan çýkýyor öfkeli bir hýçkýrýk
Bana sadýk dip komþum dilimdeki bu öfke
Gidiþinden sonraki kalbimde binbir kýrýk
Göklerimi kararttýn tanýmasaydým keþke
//
Göklerimin yedisi birden çöküþe tanýk
Tüm þimþek ve yaðmurlar benim masalýma yanýk
Ýçimdeki öfkeyi taþýyabilmek çok acý
Yüzümü yakýyor, ’yýldýrým gibi kinimin’ kýrbacý
Ay, sema ve yýldýzlar sözüme tercümanlar
Dökeceðiz üstüne olanca küfrümüzü
Benim derdimi ancak benden olanlar anlar
Hýrsýmýzý alýnca ederiz þükrümüzü
//
Hýrsým önüne set çekilemeyecek kadar büyük
Dindiremezsem eðer ruhuma aðýr bir yük
Seni affýmla ezip, kendimi teselli edebilmeliyim
Avuntum þu ki, ihanet sancýlarýnda tek deðilim
Þeytana yenik düþmemeliyim gazabýmla
Düþmaný güldürmemeliyim azabýmla
Küfürle küfre düþmek de var ucunda...
Çelikten býçak gibi soðuk keskin nefesin
Her þeyinde sahtelik þimdi bir hayaletsin
Kurumuþ balçýk gibi kem sözünü kesesin
Benden küfür bu kadar ’Allah’ ým ýslah etsin!’
//
Benden,
Daha fazlasýný duyamayacaksýn yaþadýkça dünyada
Küfürle küfre düþmek olmasýn da ucunda...
Müjgân Akyüz MAJ