sözün içinde bir deniz
tuz yüklü bir mihrap gibi
gelip galiplendiðinde
darlanmýþ adýmlarýný say
yeniden umudun
heceli gövdesiyle
doðrulup yoðrulmuþ
ayetli bir vaadi
yapýþtýr
alnýna mutluluðun
hak edilmiþse bir iyilikle
birik bühtanýný
sen yarýn olduðunda
bu an ki sen dünsündür
yani eskiyen
mufassal sukutlarýn
ýrgatlýðýný yapanlar
hangi ara mutlanabilirler
bilinemez deðildir
bilinmezi deðildir söz-ün
cürümünü sýzlandýðýnda
sadaðýndan çýkarýp tövbesini
bir adam çöreklenmiþ elleriyle
uyuþur durur kendini
dünyadan uzakta
safi kördür beni görmeyen
yýldýz kibriyle parladýðýnda
içimin yalnýzlýklarýna terk ederek
uðraksýz bitirdiðinde
günün güneþini
bu sis panayýrýný cavlattýðýnda
kösteðinden saðarak göðü
ibresiz çýðlýklarla
muannit matemlerle oldur
öldürülmüþ yarýnlarý sen
meymenetli meltemlere söktür
açýk saçýk denizlerin güz elini
köpürdüðünde kýrkýnda bir ah
sulanmýþtýr velakin umut
bir kýrk daha yoksa eðer