Kurtlar Sofrasında Adanalı Olmak
Kurtlar Sofrasýnda Adanalý Olmak
Dýþarda yaðmur bir kýþ günü,
Gece yarýsý yýldýzlar çekilmiþ,
Þimþekler çakýyor gök kubbe kudurmuþ,
Üþümemek titrememek elde mi.
Hava çok soðuk zemheri ayýndayýz,
Yaþ on iki, on üç
Yeni yetmeyiz.
Bir fi tarihinde,
Külhanlar toplanýyor bu evde,
Taksiler geliyor sessiz sessiz,
Göremezsiniz Abilislide,
Ne dolan ay’ý ne de dolun ay’ý.
Yerde,Gökte bu köyde
Çýt yok.
Þimþekten baþka seste ses verende.
Gecenin yarasalarý alemin efendileri!
Birer ikiþer usulca geliyor.
Geçmiþ zaman olmuþ ki!
Müfrezenin yanýnda,
Tam köy meydanýnda,
Kafayý komutana atmýþ.
Namýdiðer Ceritlerinoglu,
Halil aðanýn dölü Ýsmet Özdemir,
Aðzýný burnunu daðýtmýþ...
Bu yol dikenli bir yol!
Kurtlar sofrasýnda bir hayat.
Ýcratlarýndan ikisi ölümle,
Yedisi yaralamayla sonuçlanmýþ.
Duyanlara göre bu hadisesi,
Diðerlerinin yanýnda;
Çokta hafif kalmýþ.
Bir kafaya mahpus damýna düþmüþ,
Paþa paþa gitmiþ yatmýþ;
Bu arada infazýný da yakmýþ.
Yedi sene sonraya dönmüþ.
Geçmiþ olsuna gelir güzel dostlarý,
Hepsi jilet gibi,
Mongol gömlekli,takým elbiseli.
Avlunun önü tonla araba dolu,
Çoðu þevrole fýndýk sekiz;
Altý silindir derseniz!
Vallahi bulamazsýnýz,
Ýndikleri arabalardan;
Siyah,beyazdan gayri,
Baþka bir renkte göremezsiniz.
Aðýr aðabeyler Abilislide,
Salonun ortasýnda;
Gürül gürül yanýyor soba.
Ciðaralar sarýlýyor;
Ciðaralar yakýlýyor,
Muhabbet bi milyon,
Üç tur dönülüyor,
Kafalar iki milyon.
Bu alemin raconu böyle,
Duman altý olmayacaksýn.
Aslan gibi ortama uyacaksýn!
Yoksa bi þekilde uydururlar koçum.
Eðer bu taraklarda!
Bir bezim yok diyorsan!
O tozlu yollarý depipte gelmeyeceksin,
Öyle dýþardan martaval da okumayacaksýn.
Bir etek dibine girip,
Sessizce sinip kalacaksýn.
Yiðitler aleminde Kurtlar sofrasýnda!
Kendini rezil edip,
Dansöz gibi de kývýrtmayacaksýn.
Aðýr taþ batman dövermiþ...
Saygý da kusura af yok aða.
Diller dolandý çözüldü!
Sözler geldi düzüldü!
Hacýbayramdan devecilere,
Abdullah,Ali kardeþlere.
Kocavezirden Ýnce Cumaliye.
Süleyman Sýrrýya abisi Asfalt Rýzaya.
Kiremithaneden Çeto Zekeriyeye.
Ozanlardan Ceyhanlý Sarý Remziye.
Yeni yetmeyiz sessizce dinlemekteyiz,
Kurþunun adres sormadýðýný;
Taa ezelden öðrenmekteyiz.
Ölümün yosuni kokusuna!
Allahýna gurban öylesine meraklýyýz.
Barabellum,çýplak dokuz ve ummanla
Biz iþte oralardan tanýþýrýz.
Hürriyet mahallesinden namýdiðer;
Melez Ahmetler,Karikatür Duranlar
Köprü baþýnda vurulanlar,
Ýþte gardaþým bunlar;
Sapýna kadar Adanalý külhanlar.
Sonradan olma,
Çakma deðiller koçum,
Mangal gibi yürekli olanlar.
Ýsmet emmim söz aldý;
Evet beyler hoþgeldiniz;
Mekanýma sefalar getirdiniz.
Sözüm bu meclisten dýþarý;
Emriniz baþým üstüne.
Ardýndan ben ödlekleri hiç sevmem demez mi!
Hele de bunlar Adanalý olursa!
Sýcak oda da çýt yok,
Buz gibi bir esinti...
Üstüne basa basa...
Evet beyler;
Ben Adananýn öz çocuðunu,
Çatal gibi yüreklisini,
Vefalýsýný ve efendisini severim.
Gerektiði yerde;
Onun yoluna baþ koyar,
Uðruna tarihte yazarým.
Aðama deyim;
Yedi düvele nam salanlar;
Adanadan Çörek Omarlar.
Ceyhandan Tarzan Mehmetler,
Ýbrahim Tunçlar,Özkan Arabacýlar
Ýþte bunlar Adananýn öz çocuklarý.
Sinanpaþa,Yavuzlarý
Obalardan Köþker Teyfikleri;
Bir an gözümün önüne getirdim,
Düþ beyazý bir hayal gibi
Ýliklerime kadar soludum baba.
Of be, of ki offf...
Hökümetlerin giremediði,
Oralarda yol,bel kesemediði;
O mahalleleri þimdi görür gibiyim.
Emek mahallesini,bir meydaný
Yiðitler diyarý kocaveziri,
Bir ciðaranýn dumaný gibi,
Ciðerlerime kadar çektim.
Þu külhanlarýn kervanýnda.
Adanalý olmak yetmiyor,
Adanalý doðmak gerekiyor.
Hacýbayram,sinanpaþa,yavuzlarda
Bir mirzaçelebide;
Adam gibi adam olmak,
Harbiden efendilik istiyor gardaþ...
Bu mahalleleri saymakla hiç biter mi!
Unuttuklarýmýz af ola arkadaþ.
Obalarýn bitiþiði dumlupýnar,
Ýlerisi gülbahçe,
Yan tarafý daðlýoðlu,
Öbür tarafý da akkapý.
Ölüm dediðin ne ki?
Ha trafik kazasý ha bir deprem,
Ya da buralarda;
Bir kör kurþuna gitmenin sevdasý.
Ölüm öte yamaçta deðil ki,
Ölüm beri yakada.
Ölüme de çalým atmak,
Yiðitlerin diyarý Adanada...
Bunlarý duyuþum bunlarý görüþüm,
Tam otuzbeþ yýl öncesiydi.
Þimdilerde bir serçe misali,
Düþlerin otobüsü gibi!
Uðrayýpta, uçtular.
Aytemuroðlundan Ýsmail Topçular,
Mercinden Orhan Yorgancýlar
Kâh Ceyhanda kâh Adanada,
Bir kahve köþesinde,
Veya bir mekanda
Ara sýra açýlýp sayðýyla anýldýlar;
Sonra tozlu raflara kaldýrýldýlar.
Onlar hiç bir zaman,
Bu testinin birgün kýrýlacaðýný hiç unutmadýlar;
Ölene dek tetikte yaþadýlar.
Vesselam bu yolun yolcusuydular;
Su testisiydiler,
Gün oldu su yolunda da kýrýldýlar...
Ýsmet Özdemir gibi;
Ýskenderunda bir balýkçý lokantasýnda.
Karikatür Duran gibi;
Adanada köprü baþýnda.
Çörek Omar gibi;
Sebze halinin arkasýnda.
Ýnce Cumali gibi;
Eski barajda bir pavyonda.
Vuruldular koçum vuruldular!
Ama hep yürüdüler sýkýlan kurþunlara doðru,
Heye babam yýkýlana dek yürüdüler...
Onlar ölürken bile güldüler,
Bu alem böyle bir dünyaydý!
Nedense vuranlar hep kaçtý,
Vurulanlar daima meydanlarda kaldý,
Ölülerinden dahi korktular,
Yiðitler ölürken bile;
Yedi düvele nam saldýlar.
Ýþte koçum iþte onlar;
Doðuþtan namlýydýlar,
Sonradan kabadayý olmadýlar,
Harbi külhan;
Harbiden adanalýydýlar.
Kaleme alýnýþ:15/06/2007
Bitiþ:05/09/2009
Tekrar düzenleme:15/07/2013
ADANA/CEYHAN
(c) Bu þiirin her türlü telif hakký þairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.