Þehirler arasýnda,
Mekik dokuyan derviþ gibiyim..
Dikenli miraslar deðil,
Gül kokulu bakýþlar süsler dünyamý;
Seyyahým ben..
Çay kaþýðý kadar çocukken,
Kucaðýma alýp,
Þefkatle sarmaladýðým minik kuzular,
Þimdi kalýn boyunlu,
Siyasetçi oldular.
Yahut; asma kemerli pantolon giyen,
Cüsseli iþ adamý onlar...
Oysa, ayný yerde,
Ayný tahta baþýnda,
Öðrencilerinden merhamet dilenmeye utanan,
Yüzünde sayýsýz kýrýþýklýklarla,
Emekliliðini bekleyen;
Bir ihtiyarým ben!
Dokunmayýn yüzümdeki çizgilere,
Paçamdaki çamura;
Ve her öðretmenler gününde,
Masamý dolduran naylon çiçeklere dokunmayýn!
Ve her ayýn onbeþinde,
Kalýn enseli ev sahiplerine,
Kiramý verdikten sonra, elimde kalanlarla,
Öbür aya ertelenen umutlarýma dokunmayýn!
Minik bir çocuðun,
Parlayan gözlerinden yayýlan;
Katkýsýz, saf, temiz gülücükler,
Ruhumu aydýnlatýr benim.
Onlar benin servetim, herþeyim..
Iþýðýma dokunmayýn!
Lösemili bir kýzým var sýnýfýmda,
Ortopedik özürlü bir oðlum..
Konuþmaya çekinen,
Sevgisini sadece bakýþlarýyla anlatan "Umut"um var..
Beni her gördüðünde,
Kollarýný sonuna kadar açan,
Kelebek yürekli,
Neslihan’ým, Ýrem’im, Enes’im var!
Ben de çocuðum,
En az onlar kadar!
Umurumda deðil teftiþler,
Yoksulluk sýnýrýnda yaþamak,
Kiracý olmak,
Gurbette olmak umurumda deðil!
Benim gibi düþünen,
Ve ruhunu bana adamýþ
Onlarca adamým var..
Güçlüyüm ben!
Öðretmenim!
......
Çaðlar aþan hayallerime dokunmayýn!
.......