‘’ içinde döllenen bir
seviþme sonrasýydý gidiþin ‘’
( Hasreti isa )
güz bozumu akþamlar mý
anacaktý adýný
önce sen çöz dilinin ilmeðini
çocuksu düþlerini bir trene
yükleyip giderken oðlum
bil ki
seninle doluyum
buðusu sýðmazken bardaða
sigaramýn ucundaki bir duman gibi
savrulup gidecektin gözlerimden
gözlerimden
kaç bin kez
savrulup gitmiþtin oysa sen
bir vapurun düdüðü
durdurmasýn düþlerimi
söyleyin kaptana
sevdiðimi benden alýp götürmesin
çevirsin aþklarýn bütün rotalarýný
bana çevirsin
isterse sevdiðim
yüreðimde yýllarca demirlesin
döndüðümde
kent yaðmura teslim etmiþti kendini
hasretin gibi kokuyordu toprak
yapraklar hala gülüyordu
hele
o pencereden yaðmuru seyreden kýzýn gözleri
uzaklarda ne arýyordu
oysa gözleri
sana çok benziyordu
sensiz üþümüþlüðümü öperken
bir göçmen kuþu
baþý boþ bir otobüs garajýnda
hasretimle ben
seni b(ekleyecektim.....
bir þiiri yarýda býrakýp
ötekine geçecektim
kalemim ucu da köreldi diye
içimden sana küfredecektim
seni beklerken kesildi sesim / soluðum
nasýlda gülebiliyorsun orada
ben burada
hasretinle ölürken
seni çok seviyorum
sen hiç çýkma ömrümden
zaman içimde döndükçe
akrep yelkovaný sokuyordu durmadan
ben bütün zehrimi sana akýtýyordum
bir tütün balyasýný çalýp yakýyordum tarlalardan
dudaklarýmýn yanýndaki yerini de unutmadan
ýslatmadan resmini
hangi þarkýya bindirsem seni
yüreðinden geçmez ki
Rodrigo’nun gözleri olursun bazen
Beethoven’in kulaðý
Vivaldi’nin kalemi olursun
Bach’ýn bahtý
hangi melodiyi mýrýldansam
sana el vermez ki
bir kemanýn sesi
sen þiirin
sen müziðin
ta kendisi
denizler gibi...
ürperten bir yalnýzlýða
götürüyordu beni zaman
zaman/sýzýydým oysa
vakit/siziydim yoksulluklarýn
sahi
hangi duraklarda kalmýþtý adýn
bu birinci durak
sensizliðe alýþtýðým
hatýrlar mýsýn
hani geçen hafta
ýslak bir bankýn üstüne oturup
benimle konuþurken
gözlerin
az ötede oturan
iki kiþiye takýlmýþtý
‘’ kýz oðlanýn kucaðýna atmýþ bacaklarýný
sere serpe yatýyor’’ diyordun
ben de kulaðýna
fingirdeþiyorlar demiþtim
iþte o an boynundan
boynundan öpmek istemiþtim
aslýnda
soluðumu sollarken sevgim
dudaklarýna kayacaktý kim bilir
kim bilir ellerim
göðüslerinin düðmelerine asýlýp kalacaktý
sen bana buðulu gözlerle b(akýp kalacaktýn....
belki de sen
boynuma sarýlýp
a
ð
l
a
y
a
c
a
k
t
ý
n
.
.
.
gündelik hayat
ne de çabuk yýpratýyor insaný diyecektin
yaþlý bir teyze
önümüzden eðilip geçerken
ellerindeki boþluða takýlacaktý gözlerin
belki de kim bilir
üç aydýr görmediðin
ananý özleyecektin
hatýrla
geçen gün annen geldiðinde
koynumdan bir mermi gibi
sýyrýlýp gitmiþtin
’caným anam’ diye
o gece dizlerinde
aþk masalýný dinlemiþtin
anladým ki
sen
aþkta da
anana çekmiþtin
‘’ içinde döllenen bir
seviþme sonrasýydý gidiþin ‘’
hani
Yusuf’un hayal olan oðlu var ya
‘’ beni buralarda arama annem ‘’ diye baþlayan
þarkýsýný Ahmet aðabeyine söyletecektin
Nevzat Çelik ‘i
Müebbet türküsünden men edecektin
(s)olgun bir güz akþamýna inerken gülüþlerin
düþecektin yollara
seni bu kadar sevdiðimi
nereden bileceksin
sýcak bir fýrýna sürer gibi hamuru
bombalarý yüklediler rampaya
döndür bütün ölümleri kýþlaya
ölümsüz olsun aþk
olacaksa
bir F 16 kalktý önümden
artýk onu yere
nasýl indirirsin bilmem
bütün uçaklarýn ve kuþlarýn
kaptanýydým ben
sen gökyüzü denizi
gönlüme þarkýn düþerken
bu mektubu ilk sen oku
kimseler görmeden
ki adýn deniz olsun
benimle anýlsýn
seni çok özledim
boynuma sarýlýr mýsýn
denizim
bu gece bende kalýr mýsýn ?
haydi!
bakma öyle
uzan yanýma
yeni bir çocuða dur benimle
asýl olan aþkýmýz
bundan kime ne?
doð benimle / yeniden ölmeye
benimle öl / yeniden doðmaya…
04 deniz sabahý( p)azar ekim 2009
Ýsa Ýnan