’
herkes
kendi atýnýn sýrtýnda
ýslýk çalýyor ’
( Hasreti isa )
rüyalardan rezil dönersin
bir roman sayfasýnda solar gülüþün
sen olacaksýn yokluðunda
avuçlarýmda büyüttüðüm
yaðmur damlasý
sen
‘’ vakti gelmeden sabah bile olmaz ‘’
dedi
yürüdü
geldiði yerden
geri döndü
belki de çocuk
tanrýyý gördü
kýyamete kadar uzanýr namlu
doðrultur kendini daðlara
yollar gurbete açýlýr
gurbet yollara
her aþk
girdiði yürekte kalýr
açýlýr ayrýlýklara
ölüm tekrarlanýr teninde
gülüþün kundaklanýr
birileri
yoklara yazarlar adýný
Deniz koyarlar mesela
Hasan koyarlar
Hüseyin
Gülgün
ya da
Marmara’ya açýlan bir köprüdür Nilgün
herkes
kendi þarkýsýna katar rengini
kimi siyah
kimi mavi
kiminin adý Barýþ
kiminin ki Fellini
kalabalýklara karýþmadýysan
nereden bileceksin
bir yaðmur damlasýnýn düþürdüðü tomurcuðun
ayaklar altýnda
nasýl can çekiþtiðini
tarihin gözleri arkadan baðlý
sus diyor birileri
susuyor
kýrýk bir kalemde
unutuyor kendini zaman
ne zaman aynalara baksam
kýrýl diyor birileri
kýrýlýyor
kýzým diyor ki bana
baba
tarih dedikçe
arkamýzdan koþan atlar geliyor aklýma
korkuyorum baba diyor
korkuyorum
anlasana
kýzým diyorum
atlar güzel de
ya ölüm
ölüm at koþturursa diyorum
susuyor
sus
su
susadým baba diyor
anlasana
korku alçak bir pusudur
düþlere giren
gülüþleri bölen
idam sehpalarýnýn önünden geçerken
gözyaþlarýdýr gönlüme düþen
aðzýmý býçaða dayadýkça
kapanýyor öfkem
kuþlar uçmayý öðrenir anka’dan
ölüm doðurur analar
sevgiyle durmadan
her çýðlýk
açýk bir yaradýr kanamaya
kül de üþür
ateþten uzakta kalýnca düþü
sevdiðimin aþktan baþka
ne olur yükü
þimdi gözlerinden göçme vaktidir
yaftasýnda sürgün yazan bir insandan
daha ne beklenir
her insanýn utancý
yüreðinden büyük olmalý
bilmeli ...
bilmeli ki insan
taþ da olsa
çiçeðe durmalý !
Ýsa Ýnan