kendi içinde yasaklý kalmýþ gece
çýðlýðýn ilmine ermiþ
derviþ kapýsýdýr sese
söz ol ki bana
duysun dünya…
dilsiz
ve iki yüzlü aþk yalanlarý iþitir kulaklarým
toparlayýp da sesini
dilimde acýlaþýr
adýnda ki her þey gibi teksesli
dünlerden düþlere
gerçeði biraz daha kaybederken
hangi ses boðardý hatýralarýmý
hatýrlamýyorum ama
bir kenara yazmýþtým tüm günahlarýmý
tek tek silsem
susmuþluðunun ruju ile
öptüðünü hayal edercesine
durmadan çarptýðým bir sokak duvarý gibi dururdun
uykusu çalýnmýþ çekingen sabahlarýma
tinimdeki çoðul hasreti kucaklarken
arzulara kötürüm umutlar dizilirdi
ne zaman sussan
dudaklarýmda beni tutan bir þeyler var
söyleyeceklerim kaçýnýlmaz ve ebedi
-seni seviyorum-
belki de kendi dilimde söylemeliyim
býkýp usanmadan
büyük zaferlerin ardýnda kalan
bir büyük cinnet gibi sessizliðin
zamansýz ayrýlýðýn rahminde büyütürken aþk’ý
kendi çýðlýðýnda okuyor duasýný
biliyorum bu gece yapýþacak gýrtlaðýma
bir sondan arta kalan tüm gýybet kýrýntýlarýný da alarak
üzerinde zafiyetinin zerafeti
ve gittiðin gerçeði ile yüzleþircesine
gece
dinlediðim eski bir þarký gibi çalýyor
sensizliði yitirdiðim mazide
çýnlayan kulaklarýma
...sustukça
çözülüp yýðýlmýþ kalbimde
bir yarayý örter gibisin o an
sen de örtersin üzerine
kelimelerimden bir hazan
vardiyaný doldurana kadar…