Sarý, kýrmýzý ve mavilerin birbirine karýþtýðý bir sokakta yürürken, ardý sýra dizilmiþ boþ banklar takýlýyor gözüme.. Dökülmüþ sonbahar yapraklarý arasýnda ne de güzel görünüyor; dillendiriyorlar yalnýzlýklarýný lisan-ý hâl ile... Önünden geçen yol öylesine uzun, ince ve dar ki; karþýdan gelen birinin gözlerinin içine düþmemen olasý deðil... Küçük bir su birikintisi yolun kenarýnda; üzerinde yapraklar yüzüyor, hafif esen rüzgarýn etkisiyle, salýna salýna.. Sokak o kadar boþ ve esrarengiz ve o kadar yalnýz ki, sanki hiç kimseler uðramamýþ buralara da; dinliyor sessizliðini Kendinin... O An’da geldi aklýma: “Ben NE arýyorum burada?” “NEREDEN geldim?” “NÝÇÝN buradayým?” “NEREYE gidiyorum?” “KÝMÝM BEN(!)” Yoksa bir filmin son sahnesi de bu!? O’nu mu oynuyorum kendimi bilmeksizin!? Ama Ben Hiç(!) aktör olmadým ki!.. Yoksa Sokak kendi kendini bilmekte de, ben mi fazlayým bu sokak köþesinde!?... Yoksa, Yalnýz olan Benim de; sokak AYNASINDA mý görüyorum Kendimi???...
Sosyal Medyada Paylaşın:
mustafaalp Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.