Yıllardan bezgindik ay Ağustos’tu,
Bir Pazar gününde saatler sustu,
Yol andı verenler bağrına koştu,
Usancıma derman oldu Erciyes,
Özlemlere ferman oldu Erciyes...
Doruğu dumanlı, yamacı kardı,
Ulubatlı Hasan duruşu vardı,
Ozan meşrep hatır soruşu vardı,
Billur göze çağlıyordu Erciyes
Aşkı meşke bağlıyordu Erciyes...
Erken seherinden ayazlandık da,
Üşüyorken bile yalazlandık da,
Şahin dileklerce palazlandık da,
Çağrımızla sancılandı Erciyes,
Gün boyunca yankılandı Erciyes...
Bu yankıda isyan vardı zulûme;
Düşman ne ki ?..! Pervâmız yok ölüme;
Nârâmızdan kaptı bir kaç kelime,
Uzandı güneşe, sündü Erciyes,
Sanki bir bozkurda döndü Erciyes...
Tekir düzü bayraklarla süslendi;
Bilge canlar tüm dünyaya seslendi;
Bulaklar yekindi, su heveslendi;
Apdest tazeledi, yundu Erciyes;
Karanfil, gül, lâle sundu Erciyes...
Ön bayıra han otağı kuruldu;
Beylerime şan otağı kuruldu;
Gönüllerde can otağı kuruldu;
Dost illere kucak açtı Erciyes;
Gelenlere umut saçtı Erciyes...
Davullar çaldıkça yer gök inledi;
Mehter vurdu, Kayseri de dinledi;
Birlendi yürekler, kıble yönledi;
Kurultaydan aşka geldi Erciyes;
Bu yıl bize başka geldi Erciyes...
Çayırda yiğitler güreş tutuştu,
Künde, köprü derken paça kapıştı;
Aşıklar saz çaldı, teller yatıştı;
Bakışları ödünç aldı Erciyes;
Duman kesti, seyre daldı Erciyes...
Dağ havası gam, kederi silmişti,
Kurtlar, kuşlar Türkçe dile gelmişti
Gözümüzün içi bile gülmüştü,
Tam esridi, yılkılandı Erciyes;
Halay döndü, halkalandı Erciyes...
Bu doruklar Ergenekon sezgisi;
Bu yaylalar Yörük, Türkmen gezgisi;
Bu havalar Atam Korkut ezgisi;
Kopuzdan bağlama çekti Erciyes;
Düşleri gerçeğe döktü Erciyes...
Nazlı sancaklara gönder oldu ya,
Dosta neşe, hasma korku saldı ya,
Yılda bir kez olsun meşki buldu ya,
Sevdâmızla göynür, yanar Erciyes,
Bu günü unutmaz, anar Erciyes...
Sağduyunun boz kayadan timsâli,
Dünya da bulunmaz eşi, emsâli,
Gâzi erenlerin od’u besbelli,
Yiğitlere mangal yürek Erciyes;
Ülkemize baba direk Erciyes...
İlham çoşar destan bitmez bu yerde;
Hoylu’m Köroğlu’na yetmez bu yerde;
Nâmerdin borusu ötmez bu yerde,
Koçaklık burcuna yoldur Erciyes;
Bükülmez bileğe koldur Erciyes...
Erciyes’im mor çiçeğin solmasın !..
Koyağından karın eksik olmasın !..
Sana kem bakanlar dirlik bulmasın !..
Altay’dan Alpler’e yol ver Erciyes,
Türk’ü bir kılacak dil ver Erciyes !..