Ýnce bir fýskiyede, çýnlýyor suyun sesi!
Ýçimize düþüyor, bir þiir efsanesi...
Çardakta memnun güller, mest oluyor gönüller,
Her biri bir köþede, þeker eziyor diller...
Bir yanda yorgunluktan, devriliyor masalar,
Anlatýyor birisi, uzun geçmiþ masallar...
Zamaný durudururken, uhrevi ezan sesi,
Vuruyor kimisini, bir gönül titremesi...
Bu dem de, kime düþer, olmak gönül kahyasý?
Rüzgarlara karýþtý, bir kýzýn kahkahasý...
Ölümü uyutuyor, mezarlýkta servilik,
Bur da aðaç dediðin, güzellik ve gölgelik.
Güneþ bir bir topluyor, kalan kulaçlarýný,
Tarýyorum zamanýn, uzunca saçlarýný...
Dalýyorum gecenin, derince gözlerine,
Ayýn þavký vururken, soyunan dizlerine...
Geçerken gam kervaný, düþtü bir kýrýk hava,
Kýpýrdarken gönlümüz, yüreðimiz berhava...
Getir bire saðdýcým, demli olsun çayýmýz,
Oynayalým üç ayak, çalarken halayýmýz...
Yanaðýna çiy düþer, goncada gülümüzün,
Ýþime gelmez amma, son demi ömrümüzün.
Çýnlat bütün ovayý, Þimdi daha hýzlý çal !
Varsýn onca günahýn, olsun boynuma vebal.
Hayrettin YAZICI
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.