Ölüm gibi gidiþler
Yedi bitirdi de kalaný,
Kayboldu isimler, mekanlar...
Sadece yüreðin derinlerinde
Bilinmez bir noktada
Ýnliyor bir garip
Aðlýyor kendince,
Silemeden gözyaþlarýný
Hâlâ
Siper edip elini
Bakarak ufka
Umudu silmeden yüreðinden...
Oysa kayboldu
Her þeyi olan.
Oysa el sallamadý
Yüreðin maliki.
Oysa umursamadý
Acýlarýn sebebi
Ve yürek hâlâ
Ýnadýna mý sevdalandý ne?
Aðýz dil vermezken giden
Gölgesine sarýlýr da kalan,
Sevda türküleri yakar ardýndan…
Bunca sevmek niye?
Unutaný unutmamak niye?
Tene mi kazýndý,
Damara mý karýþtý,
Tablolara mý saklandý,
Takvimlere mi yazýldý?
Neden kaybolmaz ki!
Neden silinmez ki!
Þimdi yel esse sessizce,
Tüm anýlarý sel alsa,
Toprak da açsa kucaðýný,
Gider mi onu almadan
Ya da býraksa yüreðini
Emanet edip ona …
Alýr mý ki!
“Hoþ geldin.” der mi ki!
Der…
Yoksa
Mecnun aðlar mezarýnda
Gitse de Leyla’sý…
Kalan, piþmanlýðýna sýðýnýp
Yaþatýr yüreðiyle yüreðinin
Bir vakitler kesiþen duygularýný
Ve karanlýk gecelere
Savrulur aþk, yýldýz diye.
25 Mayýs 2009, Ankara
SERAP HOCA