içimizden bitenler giderken
kaybeder kalp kendini
bu tekrarlar öðretir
öðretmezken aþk kendini
birinci deneme…
.
.
.
serçenin yüreðinde sýzlayan ayrýlýðý hiç hesaplamadan
alýntýlar yaparak sesten daðýlan bir yara
içinde sakladýðý acýnýn ipliðini çýkarýyor huzura
kavuþma günlerine mektup yazmýþ elin
paldýr küldür yitirilmiþ masumiyetiyle
boþluðun yankýsýyla dolan kalp
devinirken sürgünlüðümüz
ilerisi için beslenmiþ umut
et ve týrnak gibi
koparýp atmak an meselesi
arsýz ve sabýrsýzdýk
bir ceninin kutsal yolculuðunu seyreden
umarsýz hücreler gibi
çok parlayýp az ýsýtan alevler misali
içimizden dýþýmýza yaðan hasret yaðmurlarý
mevsimini þaþýrmýþ rüzgara
yol diye dayadýkça aþk’ý
mutlu son denemeleri
sözlerde kül
gözlerde tül
yüzlerde ayrýlýk için ödül
/bilmiyorum…biraz zamana ihtiyacým var
ne güzel…benim de sana/
bir daha hiç deneme…
.
.
.
yer gök yitirdikçe kutsallýðýný
içi boþalmýþ bir beden boþaltmýþ diðer bedenle sürer unutaný
kader dýþarýya kapanýrken
keder içeriye açýlýrken
kendi kabuðunu daðlayan yaraya merhem sürer unutulaný
uzaðýn sessizliðiyle dolan kalp
dilsizken konuþmalarýmýz
geçmiþ için kaybolmuþ umut
düþler ve hatýralar gibi
silip atmak an meselesi
tutkulu ve tutsaktýk
bir ölümün kutsal yolculuðunu seyreden
anlaþýlmayan dualar gibi
arafýn az ötesine kurulmuþ iki seyyar tezgah misali
ruhun lûtfundan dökülen korkak itiraflarý
rengi eksilmiþ gökkuþaðýna
mavi diye dayadýkça aþk’ý
mutlu son denemeleri
yüzlerde yalan
gözlerde yanan
sözlerde ayrýlýk için aðlayan
/biliyorum…gittiðim zaman mutlu olacaðým
ne güzel…beklediðim zaman da ben/