nerede ne kadar yaþadýysan
orada baþlýyor tüm geçmiþ
zamanýn kederine kurulunca gölge
güneþ þart olmuyor görmek için
çok sesli mecburiyetlerle buluþuyor ihanet
gerçek de aldatýrsa denge olmaz mý
israfilin türküsü ile son nefsi okuyan gözler
bir kýyamet gecesi kadar güzel
þimdi soluksuz bir bedenle buluþan bu þehir
kanaatkâr arzularýmýz yok diye üzülüyor
ahh þehir…!
üzülme þimdi sen
hayatý emziriyorsun
umudun kesilir
nerden ne kadar yazdýysan
içinde yalnýzlýðý ezberliyor her nokta
elleri ihtiyarlamýþ düþüncelerin
ayýplýðý okunuyor dudaklarda
yarýnlar uzaklarda
içine sinmeyen siliyor alnýndan
henüz daha mürekkebi kurumadan
düþtüðün hecelerin feryatlarýna
þimdi her baðlaçla kavuþmayan bu þiir
hasreti prangasýz kelimeler yok diye küsüyor
ahh þiir…!
küsme þimdi sen
þairi emziriyorsun
sözün kesilir
kimi ne kadar sevdiysen
sancýyla geliyor gözyaþý yaðmuru
parmak arasý cigaralar alevleniyor
grisi yorgun dumanýn
savrulan sitemiyle boðuluyor
çalar saatler karýþýnca gitmelere
kaçamak bir öpüþ sokuluyor
kirpiklerin intihar eðilimli sessizliðine
þimdi kýrýk bir ikrârla buluþan bu tekrar
kabul edilmiþ uzaklýklara yok diye susuyor
ahh sevgili…!
susma þimdi sen
kalbi/mi emziriyorsun
aþkýn kesilir