Bir kadýn gidince, þehrin tüm köprüleri, çepeçevre devrilmiþ, umuda çýkan tüm geçitler dibe serilmiþ gibidir.
Bir kadýn gidince, yaðmurda ýslanmalar, serseri arzular, ve fýrtýnada ahþap bir sandalda küreðe asýlmalar da anlamýný yitirmiþtir öyle uluorta...
Renkli kokulu mumlar yanmaz olur masada, zümrüt ýþýltýlý, iç içe konulan tabaklarla donanmýþ, görkemli ve þatafatlý akþam sofralarýnda, þarkýlara eþlik eden, ince sesli nakaratlar yoktur artýk...
Bir kadýn gidince, gül kokusu duyulmaz akþamlarý, pencere baþýnda bekleyen sevdalý bakýþlar ve artýk nerde kaldýn diye merak ve korku ile soran da kalmaz.
KAPISI ANAHTARLA AÇILAN, eþiði buz kesmiþ kapýlardan, tek bir nida çýkmaz, yuva da olmaz bu beton yýðýnlardan.
Bir kadýn gidince, lavobada fütürsüze yýðýlmýþ bulaþýklar ve yýkanmayý bekleyen, renkleri birbiri ile alabora çamaþýrlar kalývermiþtir baþa...
Ödenesi faturalarla birlikte, hayatýn rengi de çekip gitmiþtir, ardýna bile bakmadan.
Bir kadýn gidince, arkada aðlayan çocuk sesleri çýðlýk çýðlýða, anneciðim ne olur beni yapayalnýz burada býrakma! ================================================= Umuda atýlan imzalar, ve ARTIK HÜKÜMSÜZDÜR diye geçmiþi tescil eden, nikah cüzdaný, konsolun en üst rafýnda...
Alýþveriþe gidilen pazar arabasý bile, aðlamaklý kalakalmýþtýr, ardiye olarak kullanýlan, þu ufacýk odada.
Sabahlarý, elektrik süpürgesinin sesi de duyulmaz artýk, ayný, artýk duyulmayan yemek kokularý gibi, buharlaþýr uçar tüm sesler semada...
Son desibel edilen hýrçýn kavgalar, atýlan kahkahalarýn, ve en neþeli anlarýn en önüne geçiverir bir anda...
Nasýl da nankördür hayat, anýlarý katletmekden yana, nasýl da cömerttir yakýp yýkmaya...
Bir kadýn gidince, kararýr salonun ýþýðý, günün alaca karanlýðýnda, kapanýveren perdelerin arasýnda, ayný sabah býrakýldýðý kadar ýssýzdýr, balkona çýkan karidorlar.
Hafta sonlarý çýrýlçýplaktýr, bayram günleri de sessizlikle koyun koyuna.
Kahvaltý için çay demleyen de yoktur, çayýn burcu burcu dumanýnda, ne ekmek kýzartan bir sevgili, ne de hadi alýþveriþe çýkalým diye serzeniþler duyulmaz mutfakta.
Bir kadýn gidince, bir ana gider, bir sýrdaþ, bir eþ, bir sevgili, bir yar, bir dost alýr baþýný, hýncý öfkesi hayal kýrýklýðý ile baþ baþa, nereden baþlayacaðýný bilmeden hayata, öylece umarsýzca... Sýmsýký baðlandýðý tüm limanlar alabora, kimbilir yeni bir liman bulana kadar, ne fýrtýnalarda boðulur, can cana, yana yýkýla...
Bir kadýn gidince, temmuz ortasýnda karlar yaðar mýsralara, en mutlu günlerde, yasý tutulur çekip gitmelerin düne inat! Ama ne geri dön denilebilinir, ne onarýlýr dünün daðlayan yarasý...
Bir kadýn gidince, Ne kutlanmasý gereken, doðum günleri kalýr, ne yýldönümleri.
Gülüþlere ustaca çöreklenen bir kobra gibidir, süratle geçip giden zaman.
Hani fotograflardaki sað yanda, gelinlikli bir pozdur, ortadan öfkeyle yýrtýlana kadar, ve
hani yataðýn pencere kenarýndaki yastýkta, sadece, sessizce silinip giden, bir koku kalýr, alel acele alýnýverilmiþ bir karar sonrasýnda, baþka bir ten ile yeri dolana kadar...
Bir kadýn gidince, ardýnda, geçici bir depram býrakýr, enkazý temizlenip, yeni bir milad baþlayana kadar...
NÝLGÜN
Sosyal Medyada Paylaşın:
Güzelçamlı 2021 Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.