sesi ücra kendi mahþeri
göðüs boþluðunda
hep bildik bir nefestir…aþk
aðaçlarýn kalabalýðýnda bir yalnýzlýk
rüzgarýn cinnetini bekleyen dallar gibi
yine aldým geldim beni
gelmeyeni bekledikçe
ardýmda býraktým kirpiklerimi
kabuðunun içinde ak bir söylencedir gözyaþý
koparýlýp atýlmýþ kalbinden
geçmeye mahkum bir cezalý için akar
yalanda yakar
sadece aþk mý kanar
zamansýzlýk içinde birbirine rast gelen iki cisim gibi
cansýz ve algýsýz
bakýyoruz bizden gidenlere
hayat bu iþte
aþk diye gelir geçer adamýn aðzýna
oysa baksan
ahh bir baksan…bulurdun âmâ gövdemi
öylece duruyordum ayakta
dayanmadan bir yerlere
hasretinin yarattýðý köprüde
yalýn ayaklý ruhsuz çocuklar kadar sakindi…hiçliðim
umutsuz bir tekrardýr direnmeler
mat bir renk gibi üstümüzü örterken
þehir kalýntýlarý karþýladý aþk artýklarýmýzý
yine tatminsizlikle dönüyorduk o þehre
bir kýrmýzýlýk lafýmýz vardý söylenecek
çok deðil…kan rengi hiç deðil
aç bir ses iþtahýný arttýrdýkça bitecektik
gecenin koynuna takýlmýþ bir kolye kadar parlýyordu
ayrýlýðýn diþleri
ahh aþk
intiharlara düþmüþ iki reyhan kokusuydu
anlamadýk…