bugün sabah erkenden,
bizim Özcan Hoca ile karþýlaþtýk,
tokalaþmak için elimi uzattým.
eli cebindeydi muhteremin...
bir türlü çýkaramadý elini,
benimse, elim havada kaldý..
neden sonra,
bir "cýrt" sesini müteakiben,
çýkarabildi elini cebinden!
dedim "hayýrdýr hocam,
çýkmadý bir türlü eliniz oradan!"
bir anlýk tereddütten sonra,
hem tokalaþtý, hem de,
"yüzük takýldý hocam" dedi....
kendi elime baktým sonra,
yüzüðümü takmayý unutmuþum..
bizim haným duyarsa yandým,
aramýzda kalsýn da,
hep evde unuturum, huyum kurusun!
gerçi, aðýrlýk yapýyor,
dar geliyor, alerjiye sebep oluyor diye,
çýkarmýþtým bayramdan önce...
bahane bol olunca,
insan rahat oluyor yani..
düþündüm de,
hiçbir argüman,
özgürlüðü kýsýtlayamaz yüzük kadar!
evlilik altý yýlý geçti mi,
aðýrlýk yapar!
hem, parmaktaki altýn kelepçeye
ne gerek var?