HÜZÜN DURAĞI
Sýrlar döküldü göklerden,
ince ince,
bir ipek böceðinin sessiz çabasý gibi.
Sokak taþlarýnýn arasýnda birikti,
kimse eðilip bakmadý,
kimse duymadý o çatlaklardaki yankýyý.
Herkes bir kere geçti bu duraktan,
otobüsler hep geç geldi,
ya da hiç gelmedi.
Kimileri beklemekten yoruldu,
kimileri gitmekten vazgeçti.
Durak,
zamandan ve insanlardan ayrý bir yerdeydi,
ne ayak sesleri tam ulaþtý buraya,
ne de sessizlik tam býrakýp gitti.
Bir kadýn çantasýndaki rujun kapaðýný kaybetti,
avuçlarý boþtu artýk.
Bir kelime gibi eksik,
bir masal gibi yarým kaldý.
Ayakkabýsýnýn ucundan taþan kýrmýzý bir çizgi,
yola deðil,
bir rüyaya döküldü.
Hüzün bir aðrýydý,
yalnýzlýðýn dudaklarýndan sýzan.
Ne bir yara bandý yeterdi ona,
ne de derin bir nefes.
Bir bankta unutulmuþ kitaplar,
kapaklarý kapanmayan defterler gibi,
kendi hikâyelerini anlatmaya çalýþtý,
ama kimse dinlemedi.
Bir çocuk,
elleriyle eski bir sokak lambasýný tutuyordu,
ýþýðýn içinde kaybolmak istercesine.
Biri ona "Bekle" dedi,
ama ses rüzgârla savruldu.
Çocuk, gitmeyi bilmeyen bir aðaç gibi,
yerine mýhlanmýþtý zaten.
Bir kuþ,
kanadý kýrýk bir umut gibi durakta bekliyordu.
Ne uçmayý biliyordu,
ne de düþmeyi göze alýyordu.
Geceler bir kadýnýn saçýnda düðümlendi,
yýldýzlar düþmek için izin bekliyordu.
Kimse yerinden kalkmadý,
ve dünya bir kere daha,
kendi sessizliðinde kayboldu.
Hiçbir þey tam deðildi.
Ne otobüsler geldi,
ne de bekleyenler gitti.
Hüzün duraðýydý burasý,
ne gitmenin mümkün olduðu,
ne de kalmanýn.
Her þey biraz eksik,
ama her þey burada kalmaya yeminliydi.
Resul Bayraktar
09.12.2024
20.57
Sosyal Medyada Paylaşın:
resul bayraktar Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.