Ölü çiçekleri kusturuyor, Yozlaþmýþlýðýn bedbahtlýðý, Dalkavukluðun sahteliði sýrf süslü diye, Her vitrine girmiþ, Her yataða! Her aynaya yapýþmýþ kalpazanlýk, Aklanýp paklanan, allanýp pullanan, Ve nezaket, bir zayýflýk olarak öðretilmiþ her çocuða, Sýrf mücadele edemeyip saklandýklarý için umutsuzluða; Geleceðe rutubetli bir odanýn duvarlarý, soðukluðu, Duygusuzluk, arzular, Ve çorak kalpler miras býrakýlmýþ, Tapýlan, omuzlanan, alkýþlanan!
Deyimler hiç yerinde deðil, Kelimeler hep yetersiz, Çaresizlikten önce vazgeçmiþlik, Felakete methiyeler ve öpücükler, Ýntihardan önce ölümü doðurur acziyet, Rezalete tebessümler ve iþveler. Yoksulluðun bir çok ismi var, Sokaklarýn olduðu gibi, Kafa kaðýtlarýndan soy aðaçlarýna deðin. Kimsesizliðin tatmadýðý merhameti köpekleþtiren fahiþelik, Vicdan, çifte standartlý adaletin þaibesi, Ve kötülük, Ýnsanlýða olan cehaletin en cazibeli ailesi, Onursuz, yoksun da olsa, Yaþamaktý insanýn mazereti, Kuru bir çalýdan ayrýlan birkaç yanýyla, Tepeden bakabilmekti marifeti: Unutup da akýbetini! Sosyal Medyada Paylaşın:
Sefa Yıldırım Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.