Anka
ölü denizin vasiyeti
Likya sularýnýn son isteði miydik biz
yoksa…
bu kösnül günaha uydurduðum
bir bahane miydi deniz
köpüklü dalgalar okþarken esmerliðini
tuzlu su damlacýklarý teninin vadilerinde kristalleþir
yasak bir meyveye dönüþürdü
iki dirhem bir çekirdek güzelliðin
b’ela gözlerin cümle yasaðýn kapýsý aralar
içine güneþ damlatýrdý þehvetin
sana giden bütün trafik ýþýklarý kýrmýzý iken ve
hiçbir saat bize kurulu deðilken
o r a d a…
Telmessos’damý baþladý sana bu gönüllü tutsaklýðým
bütün saatleri aþka kurup
orada mý seni böyle umarsýzca sevdim
cennetten kovulmak pahasýna
orada mý aþýk oldum sana
ya da sen
týlsýmlý bir þelale gibi orada mý döküldün
içimin kuraklýðýna
aþký nadasa býraktýðým göðsümde anadan üryan çiçek açtýrýp
orada mý bir çocuk bahçesine döndürdün içimi
iþinin ehli bir ressam gibi orada mý sen rengine boyadýn
içimin tuvalini
þimdi
sana bir adým yakýn bir ömür kadar uzakta
adýný dudaklarýma sus’la mühürleyip
tedavülden kalkmýþ bir rüzgar gibi sustuðuma sakýn aldanma
ben o gün bu gündür
el bebek gül bebek seni büyütüyorum içimde
içimin dehlizlerine senin adýný fýsýldýyor
yer altý nehirleri gibi hep sana akýyorum gizli gizli…
senin ruhun duymasa bile
ben her gece sana ölüp
her sabah sana diriliyorum
külünden doðan Anka gibi…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.