HAKKIN TERAZİSİNDE...
Hangi düþ’ e mahal verendin,
sýr dolu aynasýnda renksiz ve özensiz soluklarýn
baþ tacý edildiði mevsimin nazarýnda
ve senin o yetim künyen
asla ve asla insanlara yetemeyen d/okunuþunda aþkýn
baþkalaþan þaþkýn bakýþlarýn nasýl ki;
mutluluðun bir rivayet olduðunu
boca ediyordu gözlerime ve yerle yeksan olmuþ
þen gülüþlerimin peçesinde saklý iken
o pencere yetmedi; duvaðýnda göðün
uçuþan gölgeler duraðýnda ömrün
hani asla varamayacaðýn mutluluk yakasýnda,
sehven linç edilmiþ bir azize
ve mihrabý yerinde vazgeçiþlerin
silgin ve solgun rahlenden firar edecekmiþçesine ruhun
ve iþte d/eþilesi bir kor bir köz bir nida
belki de sönen ateþe nazire eden
yüreðinin ferinde saklý iken hidayet ve konuþlu olduðun
asalet sen ki:
deminde öfkenin ve sen ki;
diyemediklerin
en çok da hatýrþinas kabrinde kalbinin
ve iþte dünde kalan aðýrladýðýn sevinçlerin
aðýrlýðýnca altýn
azadesi gümüþün
ve bakýr gülüþünün çeperinde saklý iken
maneviyat bir düþ daha mý sonlanacaktý
nazarýnda kaderin
ve sen ki:
boy ölçüþtüðün kederin esef yüklü müdavimi
bazen solgun kazayaðýnda sözcüklerin
bir devekuþu gibi
baþýný kumdan saatine soktuðun
ve anbean azalan zaman
belki de azýtandýr kalbinde fesatlýkla zulme tapan
yanardað misali zalimin sönmeyen öfkesi
gel gör ki:
Hakkýn Terazisinde asla yanlýþ ölçmeyen sevginin
ve inancýn gramýnda dahi saklý iken hidayet
ve parsellenmiþ hayallerin
caka satan nefsine asla paye vermeden
arþýnladýðýn evrenin kuytusunda dahi
saklý kalamadýðýn
ve iþte sarmalýnda hidayet denen ayracýn
en çok da imleç iken þakýyan bir kuþ
en çok ünlenmiþ bir koðuþ:
faka bastýðýn ve volta attýðýn o dik ve de nazenin yokuþ
kaç bayt ise artýk arda kalan
kaç renkse hüznü boyayan
ve kelaynak kuþlarýndan da yok iken farkýn
ve alacasýnda yaþamýn kýtladýðýn her þeker
katladýðýn her duygu sen ki
þerh düþülesi bir uydu misali
uyuya kaldýðýn hazanýn çehresinde dahi
doðabilecekken güneþi ve umudu
kasvetini boðduðun kadar elbet vakti geldiðinde
huzura kavuþacak o ruhunu
teslim etmekten bir saniye dahi
sakýnmadýðýn ve geri kaçamadýðýn kadar
nidasýnda þüheda mazinin
narin bir sevince mahal veren her rengin
o pusu daðýttýðý kadar da davetini geri çeviremediðin
o bitimsiz ve de son uyku nasýl ki
parsellenmiþ acýlar duraðýnda
bekleye dursun da sen beklentisiz sevdiðin yaþadýðýn
evrenden ayrý kalamadýðýn kadar da
Ýlahi Sevginden
ve iþte açýlacak O Hakkýn Kapýsý
yeter ki erkenden taziyelerini sun dünyanýn þarkýsýna
bir nakarat da sen ekle vuku bulacak cihana vedanda
kýsmadan da gözlerini bak gök kubbeye
ve teslim olduðun kadar kadere,
yüce Rabbine,
kýracaksýn elbet sen de bu kýsýr döngüyü
ve kýsýr yalan sevgilerin deðil
bazen mecazi aþklarýn
bazen sonsuzluðun da çaðrýsýyla telaþýn
ve umudunla tutamaðýn iken yazýlasý son ferman
belki bir akit
belki bir aðýt
belki de aðýrdan aldýðýn mutluluða çeyrek kala
sonlansa da hayat
bunca acýya inat,
sevgiyle d/okunmanýn verdiði huzurda
rastladýðýn kadar içindeki Ýlahi Aþka ve tüm yýldýzlara
sanma ki ettiðindir son veda…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.