Ýlim billur bir pýnar, her katresi bir ayet
Bir tek yudumu için saçlarýma ak verdim
Haddim deðildir, lakin; hakkým olsaydý þayet
Hasleti soranlara; "Ýslâmî Ahlak" derdim
Fýrsatýný bulunca nokta koymazdým söze
Nutfeden bahsederdim, dikkat çekerdim öze
Kördüðüm zannedilen sýrlarý çöze çöze
"Þu sonsuz kâinata ibret ile bak!" derdim
Nakledip resulümün ümmete hitabýný
Koyardým rahlesine Huzurun Kitabýný
"Tövbeyle temizleyip kirli gönül kabýný
Allah aþkýyla doldur, inadý býrak!" derdim
O’dur diye eklerdim, Rahmân, Rahîm, El Azîz
Anlatmaya ne hacet; her zerrede O’ndan iz
"Bir virüs pençesiyle bin âh çeken ey aciz!
Bakî sandýðýn saray üç günlük konak" derdim
Yazlarý va’detse de her rüyanýn tabiri
Son nefes ertesinde bizi bekliyor biri!
Hayat Yolu bahsinde gösterip bir kabiri
"Yönler farklý olsa da, iþte son durak!" derdim
Mevzu dönüp dolaþýp geldiðinde ölüme
Âlime benzetirdim, ya da bir muallime
Dökülürken dilimden kalan üç-beþ kelime;
"Mü’minler için vuslat, münkire firak" derdim.
Mecit Aktürk